Aramız Nasıl?

Bu bölümde hafızamıza kazınan Türk dizilerinden, Burcu Biricik aşkımızdan ve kendimizi kötü hissettiğimizde bizi ayağa kaldıracak 100 maddeden bahsediyoruz.

Sabah uyanamayanların dedikodusuyla başlayıp bir ‘ciş’ hikâyesine, saç travmalarından kelimelerin kökenine ve Instagram yorumlarına kadar gündelik hayatın eğlenceli ve tuhaf detaylarını konuşuyoruz.

Uyku, çikolata ve günlük rutinlerden seyahat alışkanlıklarına; babalarla ilişkilerimizden korkunun rengine kadar hayatın içinden konuları samimi bir sohbetle ele alıyoruz.

Çocukların toprak ve çiçek yiyerek hayatta kaldığını zanneden komşumuz neden hiç yaşlanmamış? Acaba çocuk sevmeyen insanlar geç mi yaşlanıyor? Peki ya otoparka teknesini parketmek isteyen ''New Money'' abi? Biraz da ondan bahsedelim mi?

Telefon ve mail düzenimizden, sayılarla kurduğumuz ilişkiye; kullanmaya kıyamadığımız eşyalardan zamanla değişen bakış açımıza kadar gündelik alışkanlıklarımızı konuşuyoruz. Ayşenur’un Budist olma fikrinden kadın–erkek sinir farkına, farkında olmadan girilen tartışmalardan Bodrum yollarına uzanıyoruz. Kapalıçarşı’nın ruhunu, ekonomideki yerini, müzik zevkini ve orada aradığımızı nasıl bulduğumuzu masaya yatırıyoruz. Lens kullanımı, renkli lenslerin hayatımızdaki yeri ve Ayşenur’un göz rengiyle sohbeti tamamlıyoruz.

Bu bölümde neden bir daha cafe açmayacağımızı ve Kıskanmak dizisinde Nüzhet'in boyunlara olan özel ilgisini konuştuk.

Fener alayında tuhaf bir ritüel var: Değişen tek şey değişimin kendisi olsa da, o otobüsler yıllardır aynı! Biz de her seferinde “Acaba yine mi el sallayacağız?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Işıkla kurduğumuz tuhaf ilişkten saç bakımlarına, kardeşlik hukukundan evlilik baskılarına… Gündelik hayatın içinden çıkan soruları her bölümde hem eğlenceli hem de kıvrak bir dille masaya yatırıyoruz. Trafikte çakarlı araçlara verdiğimiz tepkilerden duruş bozukluklarına, genetik mirasın saçlarımıza bıraktığı imzadan sorumluluk almanın ince önemine kadar; gülerek düşünmeye, düşünürken hafiflemeye davet ediyoruz. Bilge Nursena’nın Ayşenur’a sunduğu altın değerindeki tavsiyeler eşliğinde; değer yargılarımızı, alışkanlıklarımızı ve kendimizle kurduğumuz o kırılgan ilişkileri birlikte keşfediyoruz. Hayatın karmaşasına biraz hafiflik, biraz da merak katmak isteyen herkes için.

Bu bölümde ChatGPT’nin neden artık fal bakmaktan ve astroloji yorumlamaktan elini eteğini çektiğini mizahi bir dille sorguluyoruz. Bir yandan da sosyalleşmenin zorluklarından ve arada bir ‘asosyal kaçamaklar’ yapmanın gerekliliğinden bahsediyoruz. Kısacası hem ChatGPT’nin yeni tavırlarını hem de sosyalleşme sınırlarımızı biraz gülerek konuşuyoruz!

Bu bölümde kardeşlikle, zamanla ve en önemlisi Öykü Serter’in sunduğu ‘Aşkın Gücü’yle aramız nasıl dedik. Sahi, biz liseye giderken de Öykü Serter sunuyordu bu programı.