Yolun tadına varınca varmak insana ağır geliyormuş. Ama ya dönmek istediğin yerden hiç gitmediysen? İkinci sezonumuza hoş geldiniz o kızlar, o erkekler, o her kimse o olanlar. İyi dinlemeler.
gelecek de bizim, gelecek olan da. iyi dinlemeler dilerim.
Türkiye'nin en duygusal müzik grubu iddiasında bulunan ÇOKGEÇ'ten Yiğit ve Berk'in konuk olduğu bu bölümde, geç kalmaları hep birlikte olumladık. Klişedir ama, hislerin tercümanı olan ve "relatable" duyguları kendi üretimiyle harmanlayan bu iki çocuğun sohbeti beni çok eğlendirdi. Dilerim sizi de eğlendirir. Yarın Karga'da sahnedeler ve sizi instagramda bi çekiliş bekliyodur belki. Hadi öptük!
Başına gelen her şeyi açıklamanın ve belki de bazı acılara katlanmanın en kolay yolu, tüm olan bitenin daha büyük bir anlama hizmet ettiğine inanmak. Biliyorum. İnsan tekrar tekrar aynı hataları yapınca "ben ne salağım" diyemiyor tabii kolaylıkla. Bir ders, bir anlam, daha iyi bir şeyin habercisi olduğunu düşünmek varken üstelik. Ama o işler öyle değilmiş sanırım. E dinleyelim bakalım.
cevabını benden istediğiniz soruların sonucu ne kadar hayırlı olur bilemem. ama sen o kız değil misin?'de iki bölümlük bir serinin ilk partını oluşturduğu kesin. sizden gelenleri yanıtladığım ve yer yer daha derin sorulara boğulduğum "benim fikrimin ne önemi var?" şimdi huzurlarınızda.
evet her şey benimle ilgili. ben merkezciyim. hayatım bir tane. hayatımda önceliklendirdiğim her şey, ben önceliklendirdiğim için orada. bu koca dünyada ne kadar küçücüksem, kendi dünyamda bir o kadar kocamanım. evet!! her şey benimle ilgili. ve seninle, ve onunla. kendi hayatının kahramanlarına mutlu yıllar dilerim!
Kendi içindeki çocuğun ebeveyni olanlara gelsin. Gurur duyuyorum sizinle.
Bana pot kırın ve onu nasıl bir bölüme çeviriyorum izleyin. Son podcast bükününüz bu bölümde male gaze'i konuşuyor, biz mi yetersiziz yoksa hakikaten karşımızdaki nasıl takdir edeceğini mi bilmiyor sorularını ele alıyor. Mutlu pazarlarınızın eşlikçisi 39.bölüm karşınızda. c u
Hayatını daydreaming ile geçiren lokal podcasterınız bu bölümde eski sevgiliyle ilk karşılaşmayı anlatıyor. Risk budur. Music from Uppbeat License code: CMS0JSEHFJ29E8RX
Durmanın ilerlemenin bir parçası olduğunu fark edip, bazen duraksamayı ve hiçbir şey yapmamayı normalize ettiğim 35.bölüm ile nihayet karşınızdayım. Gelin hiçbir şey yapmayacağınız bir 30 dakikada, ben arkada çene çalayım. Siz çayınızı kahvenizi alın. O kız geri geldi. Music from Uppbeat (free for Creators!): All Good Folks-Wake Me Up License code: MHOJ4SDQTVQGXF2B
hayatın yürüyen bi yol değil, koşu bandı gibi olmasının dilemması: hareket etmediğin an yere kapaklanacak olmamız galiba. 34.bölüm karşınızda, iyi dinlemeler <3 Music from Uppbeat: https://uppbeat.io/t/color-parade/commodus License code: YGFVYYOHB5YBYOFB
Sizden gelen soruları yanıtladığım "her jenerasyona bir güzin abla lazım"ın ilk bölümü karşınızda. Devamında görüşürüz! Bana yazmaktan çekinmeyin ve Wiser'daki kürasyonlarım için takipte kalın! Music from Uppbeat: https://uppbeat.io/t/jonny-boyle/easy-does-it License code: EY6SSTPZ8COUJQDC
Sevgili konuğum Eda ile iki küçük balık olarak koca denizleri konuştuk. Hayatta kalmak ile yaşamak arasındaki farkı, dış dünyanın canavarlığını ve bizi içine alan her şeyi sesli düşündüğümüz 33.bölüm huzurlarınızda. Durgun denizler güzel ama dalgaların keyfi ayrı olmasa sörf tahtası icat edilmezdi herhalde. İyi dinlemeler o kızlar <3 Music from Uppbeat: https://uppbeat.io/t/northwestern/only-you License code: 2MTOERDJMLIARXHX
her şey biter. arkadaşlıklar da. artık üzerine konuşma vaktimiz geldi. kahvenizi demleyin ve arkanıza yaslanın. arkadaş olarak görülmeyi rafa kaldırıyoruz. sıra artık arkadaş olarak görmediklerimizde. şarkı: I Love You So - The Walters
hayatın içinden 10 dakika, mutfakta bir kahve demleme seansında aklımda geçenlerle kulağınıza misafir olmaya geldim. bardağa dolu ya da boş tarafından bakmak bir tercih elbette, bardak kahveyle dolu olduğu sürece hiç dert değil. iyi dinlemeler <3
red flag görmekten cumhuriyet bayramı kutlamasına dönen hayatlarımızdan sizlere ders niteliğinde bir kuple sunduğumuz "sen o erkek değilsin"de, konuklarım idil ve irem ile kendi perspektifimizden kaçınılması gereken erkekleri konuştuk. kalem kağıtları çıkarın, tarihi not düşün. artık ipleri elimize alma zamanı geldi.
"ya biz eurovisionda harbiden hakkımızı yediler mi? edis yeni tarkan mı? hande mi demet mi?" bu bölüm konuğum anıl ile 90'ları ucundan yakalamış 2 genç olarak "nerede o eski türkçe pop" naraları ile müzik camiasına kesinlikle yön vermeyen ama bizi çok eğlendiren bir bölüm kaydettik. kulağınıza ve türkçe popa sağlık. <3
hiç ummadığım bir iç konuşmayı "belki buradan kendime bir öğreti çıkarırım" umuduyla kaydedişim bu bölüme dönüştü. kendime aldığım notlar, çıkardığım dersler paylaştıkça artar mı yoksa bütün bunlar duyulma ihtiyacı mı bilinmez ancak karşınızda 1 yıl sonra dahi aynı şeyleri hisseden o kızın 36 dakikalık monoloğu. çaylar kahveler demlensin ve başlamadan önce manifesto tekrarlansın: "gerilemek ilerlemenin yarısıdır!"
büyüyünce ne olacaksınlar'dan oku da büyük insan ol'lara kadar uzun bir yol var üniversiteye uzanan. kazanmak gibi adlandırılacak kadar büyük bir ödül mü bilinmez ama kazandıktan sonrasını kimse konuşmuyor. anlatıldığı kadar ütopik mi, harbi kendimizi buluyor muyuz ya da kayıplar veriyor muyuz uzun uzun konuştum sizinle. üniversiteden yeni mezun olarak 4 senemi gözümün önünden geçirdiğim 25.bölüm huzurlarınızda! yeni nesil sınava hazırlık desteğiniz Kunduz'u denemek isteyenler için SIMAY20 kodu uygulamada sizi bekliyor <3