Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde oyun tasarımcısı Uğur Uzaslan ile birlikteydik. Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım bölümünde tasarımla tanışan Uğur Uzaslan, insanlara zamanda kaybolma deneyimi yaşatma ve sosyal bir ortam oluşturma amacıyla yola masa oyunları tasarımı yolculuğuna başlıyor. Eğlencenin ve deneyim sürecinin tasarımı olarak oyun, hayatımızın her tarafında. Oyunu tasarlamak ihtiyacımız olan tek şey ise hayal gücü.Oyuncunun yaşayabileceği tüm deneyim süreçlerinin senaryolaştırılması olarak oyun, bir hikaye veya evrenin dışavurumu denebilir. Bir konsept tasarım ve gelişim süreci olarak oyun tasarlamanın da aşamaları olduğundan bahseden Uğur Uzaslan, bu süreci arkadaşları ve potansiyel müşterileri üzerinde test etmenin, oyuncuları gözlemlemenin ve onlardan ilham almanın önemine vurgu yapıyor. Peki milattan önce 3000’li yıllardan beri süregelen masa oyunları teknoloji ile birlikte dönüşecek mi? Yoksa dijital oyunlar masa oyunlarının yerini mi alacak? Tüm bu soruların cevapları bu podcastte!
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde yüksek şehir plancısı Naz Şerife Özcan ile birlikteydik. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini kent içi ulaşım politikalarında önemli bir role sahip olan paylaşımlı e-skuterler üzerine yapan Naz Şerife Özcan, şehirleşmenin ve gündelik yaşam hızının artmasıyla geleneksel ulaşım planlama modellerinin sekteye uğramaya başladığını vurguluyor. Bu soruna yenilikçi bir çözüm sunan paylaşımlı e-skuterlerin kentlerimize yayıldığı hepinizin malumu…Karbon emisyonunun düşürülmesi ve sürdürülebilir olması sebebiyle avantajlı olduğu düşünülen paylaşımlı e-skuterler aslında pembe bir toz bulutu da değil. Özellikle toplu taşımadan veya yaya ulaşımından kullanıcılar toplayan paylaşımlı e-skuterlerin avantajlarının azaldığını belirten Naz Şerife Özcan, ayrıca bu ulaşım elemanının birtakım güvenlik ve mekânsal düzenleme problemleri yarattığını da düşünüyor. Bu sorunlarla baş etmenin yolu ise bisikletler gibi e-skuterleri de şehirlerin ulaşım politikalarına ve altyapılarına entegrasyonunu sağlamaktan geçiyor.
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde şehir plancısı ve TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu üyesi Furkan Türk’ü ağırladık. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamlayan ve kentsel tasarım yüksek lisans eğitimine devam eden Furkan Türk, yaşadığımız çevredeki kentsel mekanın ve bağlamın gündelik yaşam pratiklerimizi derinden etkilediğini düşünüyor. Bundan dolayı şehir planlama yaklaşımında en uygun tercih katılımcı planlama yaklaşımı. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinde… Akıllara gelen soru ise şöyle; KAMU YARARI KİM İÇİN?Ancak şehir planlama disiplininde dengeleri değiştiren bir diğer önemli parametre ise küresel ısınma ve iklim değişikliği. Furkan Türk ise bu konuda şehir ve bölge plancılarına kentsel yerleşim alanlarının ve kent içi ulaşım ağının büyük bir rolü olduğuna değiniyor. Peki günümüzün yükselen trendi yapay zeka şehir planlama süreçlerine nasıl dahil olabilir? Geleceğin akıllı şehircilik sistemlerinin tasarımında nasıl katkı sağlayabilir? Bu sistemlerin yaşam kalitesine etkisi nedir? Tüm bu soruların cevapları bu bölümde!
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde iç mimar ve çevre tasarımcısı Aylin Karanfil ile birlikteydik. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan Aylin Karanfil, sanat ağırlıklı bir fakültede eğitim görmenin bir iç mimarlık öğrencisini çokça beslediğini vurguluyor. Böyle bir fakültede yaşanılan ortamın ve deneyimin, geleceğin mekan yapıcıları için önemli bir katkısı olduğu bir gerçek.İç mimarlığın odaklandığı bir takım tasarım parametreleri var elbet. Bunlardan bazıları; renk, malzeme, doku, fonksiyonellik, ergonomi, aydınlatma tasarımı, sürdürülebilir tasarım vb. Peki bunların dışında iç mimarlar nelerle uğraşır? Bir mekanı ve müşteriyi analiz etme süreci nasıl organize edilir? Bir mekanın sunduğu görsel ve dokunsal deneyim kullanıcıyı nasıl etkiler? Mekanın ruhu, o mekanda yaşanan duygusal ve estetik deneyimi, belki de hazzı, nasıl şekillendirir? Tüm bu soruların cevapları bu bölümde!
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde endüstriyel tasarımcı İlknur Türkün ile birlikteydik.Endüstriyel tasarım, günlük hayatta kullandığımız her türlü ürünün, mobilyanın, ambalajın ve hatta kullanıcı arayüzlerinin tasarımını kapsayan geniş bir disiplin. Bu podcast bölümünde endüstriyel tasarımın ne olduğunu ve neler yapabileceğini inceliyoruz. Ayrıca, endüstriyel tasarım eğitimi alırken karşılaşılan zorluklar, staj deneyimleri ve iş arama süreçleri gibi konuları da ele alıyoruz. Endüstriyel tasarımın sadece zenginler için olmadığı ise tam bir tartışma konusu. Ancak İlknur Türkün, endüstriyel tasarımın yalnızca lüks üretimi kapsamadığını, her türlü sosyoekonomik durumdan gelen kişileri de içerdiğini en basit ürünlerden olan bardak tasarımı üzerinden açıklıyor.Peki gelişen yapay zeka araçları ve teknolojileriyle birlikte endüstriyel tasarım nasıl bir dönüşüm geçirecek? Makineler insanların ihtiyaçlarını insanlardan daha iyi analiz edebilir mi?Tüm bu soruların cevapları bu bölümde!
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’u ağırladık.Doğanın ve yaşadığımız çevrenin tasarımının bir boyutu olan peyzaj mimarlığını konuştuğumuz bu bölümde peyzaj mimarlığına halkın bakışını, ekonomik problemlerden nasıl etkilendiğini ve küresel ısınma ve iklim krizi bağlamında dönüşümünü masaya yatırdık. Gül Sayan Atanur günümüzde peyzajın yeşil bir makyaj elemanı olarak kullanıldığını, bu değişimin de yaşam tarzımızın değişiminden kaynaklandığını vurguluyor. Bütüncül bir biçimde kent planlamasına entegre edilmesi gereken peyzaj, günümüz kentsel/kamusal alanlarının en büyük problemlerinden biri…
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde bağımsız küratör Filiz Ağdemir’le sergilerin tasarlanma süreçleri üzerine konuştuk.Bir meslekten öte entellektüel bir çaba ve uzmanlık alanı olan küratörlük aslında çeşitli festival, etkinlik ve galerilerde organizasyon yapma ve yürütme işi, ya da kısaca bir sürecin tasarımı.Sergi küratörlüğü içerisinde sanatçıyı, sanat eserini, izleyiciyi ve mekanı aynı potada eritmeye çalışan çok aktörlü bir hikayeleştirme süreci.Peki sergileri tasarlarken neden bir hikayeye ihtiyaç duyarız?Bu hikayede serginin aktörleri olan sanatçı, sanat eseri, özellikle de izleyici ve mekan nerede durur?Dönüşen ve dijitalleşen sanat ortamında küratörlük pratiği nasıl bir evrime uğramakta?Tüm bu soruların cevapları yeni bölümümüzde!
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyelerinden Nihat Eyce’yi ağırladık. Alan Turing’in 1950 yılında ortaya attığı “makineler düşünebilir mi?” sorusuyla başlayan ve günümüzde yapay zekaya evrilen bu süreç, Nihat Eyce’ye göre yeni şeyler yaratma konusunda birtakım yeteneklere sahip olsa da tasarım gibi daha derin ve net olarak tariflenemeyen konularda henüz olgunlaşmış değil. Ancak tasarımcıların çeşitli konularda ilham almak amacıyla faydalanabilmeleri mümkün. Buradaki en önemli nokta ise yapay zekanın ne kadar çok ve doğru veriyle beslendiği.Yapay zekanın özellikle mimarlık ve tasarım alanlarında paradigmal dönüşümü başlattığını düşünen Nihat Eyce, özgünlük, yaratıcılık ve insanın duygusal bağlamını algılama konusunda eleştirilen ve “taklitçi” olmakla yaftalanan yapay zeka araçları konusunda şu soruyu ortaya atıyor; yapay zekadan bizi mükemmeliyetçi bir bakış açısıyla anlamasını beklerken günümüz mimarlığında mimarlar insanları ne kadar anlıyor ve onların ihtiyaçlarını benimseyebiliyor?
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde mimar ve illüstratör Selva Kaya’yı ağırladık. Mimarlık yapmanın yanı sıra bir hobi olarak başladığı kolaj çalışmalarında kendini daha özgür hissettiğini belirten Selva Kaya, günümüz Türkiye’sinde mimarlığın hiç de “sanat” ile ilişkilendirilmediğinden yakınıyor. Belki de bu durum onu daha sanatsal ve sınırsız bulduğu başka bir alana itiyor: dijital kolaj, yani illüstrasyon. Peki mimarlık eğitimi almış kişiler neden her sektörde? Yoga eğitmeni, mobilya tasarımcısı, performans sanatçısı, yazar, dekor/sahne tasarımcısı, dövme sanatçısı, grafik tasarımcı, küratör, iletişim uzmanı vb. birçok meslek alanında kendilerine alan açıyorlar/kendilerinden nasıl söz ettiriyorlar? Selva Kaya bunu mimarlık eğitiminin çok yönlü, ufku genişleten, çözüm odaklı ve interdisipliner yapısıyla açıklıyor. Unutulmamalıdır ki en geniş anlamıyla mimarlık, yalnızca mekânın değil, yaşamın tasarlanmasıdır.
Tasamız Tasarım’ın bu bölümünde Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Sebla Arın Ensarioğlu ile birlikteydik. Kentleri, sağlıklı kentsel çevreleri ve bu alanların tasarımını konuştuğumuz bu bölümde Türkiye’deki yapılı çevre farkındalığı üzerinde durduk. Sebla Arın Ensarioğlu bu farkındalığın artırılmasının toplumun geneline yayılması ve farklı grupların katılımıyla mümkün olabileceğini vurguluyor.Türkiye’deki yapılı çevre farkındalığı ise tarihi yapı, koruma değeri kavramları gibi maalesef yeterli düzeye sahip değil. Ancak bu eksiklik okul öncesi dönemden başlayarak eğitim sisteminin içine entegre edilerek ve bu bilinçle yaşadığımız kentsel çevrelerin daha sağlıklı olmasını talep ederek aşılabilir.
Tasamız Tasarım podcast programımızın bu bölümünde mimar Miray Kutluca ve inşaat mühendisi Aslıhan Tuğçe Güven ile birlikteydik. Hem mimar hem inşaat mühendisi kadınların gözünden şantiyede karşılaşılan zorlukları, erkeklerin yoğun olduğu bu ortamda kadınlara karşı yaklaşımları ve ayrımcılıkları detaylıca konuştuğumuz bu bölümde Miray ve Aslıhan bir kadın olarak kendilerini ispatlamak için daha fazla çaba sarfettikleri konusunda ortaklaşıyor. Özellikle erkeklere “şefim”, kadınlara ise “abla” şeklinde hitap edilmesi bunun apaçık bir göstergesi.Bursa gibi Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Peyzaj Mimarları Odası başkanlarının kadın olduğu bir şehirde her türlü zorluğa rağmen kadınların da bu sektörde dayanışma ile kendilerine yer açması çok önemli.
Tasamız Tasarım podcast programımızın bu bölümünde kültür sanat yöneticisi Mustafa Çokran ile birlikteydik. Müzik endüstrisiyle uğraşan Bursa’lı bir ailenin çocuğu olarak Mustafa Çokran’ın sanatla ilk ilişkisi ailesinin plak dükkanında çıraklık yaparak başlıyor. Bursa Kültür Sanat Vakfı’nda dış ilişkiler ve organizasyon ve festival ve medya direktörlüğü pozisyonlarında yer alan Çokran, Bursa’daki festivallerin ve çeşitli kültür sanat organizasyonların zaman içerisinde yaşadığı evrimi ve bu evrimi neyin tetiklediğini anlatıyor.Etki ve sosyal fayda odaklı işler yapma isteğiyle KÛLTŪRAKT’ı kuran Mustafa Çokran, kurucusu olduğu bu sosyal girişimle mevcut kültür sanat faaliyetlerinin ve kamusal sanat alanlarının erişilebilirliğini güçlendirmeyi ve bunlara sosyal fayda odaklı dokunuşlar yapmayı hedefliyor. Dezavantajlı gruplara ve kültür sanat aktivitelerine erişemeyen kitlelere bu aktiviteleri götürmeyi hedefleyen KÛLTŪRAKT’a ek olarak SesimizOl platformunun da kurucusu olan Mustafa Çokran, deprem bölgesindeki şehirlerde kültür sanat alanında çalışan sanatçıları desteklemeyi amaçlıyor.
Tasamız Tasarım podcast programımızın bu bölümünde grafik tasarımcı, illüstratör ve NFT sanatçısı Tülay Palaz ile bir araya geldik. Bursalı bir sanatçı olarak sanat yolculuğuna bir resim kursunda başlayan Tülay Palaz’ın hayatının dönüm noktası ise bir gün KafkaOkur’a mail atması ve derginin kapak tasarımını üstlenmesiyle başlıyor. 65 sayı boyunca KafkaOkur’un kapak tasarımını yapan Tülay Palaz, yaptığı tasarımlarda edebiyat ile görsel sanatlar arasında bir köprü kuruyor. Ayrıca, pandemi döneminde NFT ile tanışan sanatçı, ünlü Amerikan dergisi TIME’ın dünya çapında desteklediği 73 NFT sanatçısı arasında yer alıyor. Dijitalleşmenin, Canva gibi hazır şablonlar sunan grafik tasarım uygulamalarının ve yapay zekanın grafik tasarım alanını nasıl etkilediğini konuştuğumuz bu bölümümüzde Tülay Palaz, bu yeni teknolojileri güncel tasarım pratiklerimize nasıl ve ne şekilde dahil etmemiz gerektiği hakkında da ipuçları veriyor.
Tasamız Tasarım podcast programımızın bu bölümünde, Roof Coliving ekibini ağırlıyoruz. Roof Coliving, insanları bir araya getiren yaşam alanları ve topluluk ilişkilerini birleştiren yenilikçi bir yaklaşımla katılımcı tasarım pratikleri ve yerel işbirlikleriyle kamusal alanları daha yaşanabilir ve kapsayıcı hale getirme vizyonu taşıyor. Farklı değerlere sahip bireyler, topluluklar ve kuruluşlarla önyargısız işbirlikleri geliştirmenin önemine vurgu yapıyor.Kolektif etkiyi merkeze koyan Roof Coliving ekibi, çeşitli işbirlikleriyle nasıl daha geniş kapsamlı projeler ürettiklerini anlatıyor. Yerel yönetimler, sivil toplum ve özel sektör ile yapılan işbirliklerinin, projelerin sürdürülebilirliği ve toplum üzerindeki etkisi üzerine deneyimlerini aktarıyorlar. Toplulukların ve projelerin nasıl büyüdüğünü, sosyal etkinin nasıl ölçüldüğünü ve gelecekteki projelerde nasıl daha fazla işbirliği ve yenilik hedeflediklerini de paylaşıyorlar. Roof Coliving ekibinin deneyimleri ve değerleri, geleceğin yaşam alanlarını ve topluluk ilişkilerini nasıl şekillendirebileceğimize dair heyecan verici bir perspektif sunuyor.
Tasamız Tasarım podcast programımızın bu bölümünde, Nilüfer Kent Konseyi genel sekreteri Emre Karagöz ile bir araya gelerek "Tamirhane" projesini masaya yatırdık. Proje, tüketim çılgınlığına bir tepki olarak onarmayı, tamir etmeyi ve yeniden işlevlendirmeyi kendine amaç edinerek ileri dönüşüm ile tamir kültürünün yaygınlaştırılmasını önemsiyor.“Tasarla, onar, dönüştür" söylemleri etrafında şekillenen Tamirhane, tasarımın ve dönüşümün bir topluluğun dayanıklılığını nasıl artırabileceğini ve mekânları nasıl daha yaşanabilir kılacağını temel ilke olarak benimsiyor. Aynı zamanda, Nilüfer’in sosyal, ekonomik ve mekânsal açıdan nasıl daha dayanıklı hale getirilebileceğini gösteriyor. Tamirhane projesi kapsamında neler yapıldığı ve nasıl sosyal fayda yaratıldığı ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor.
Tasamız Tasarım Podcast programımızın ilk bölümünde, Ali Faruk Göksu ile Nilüfer Tasarım Atölyesi'nin nasıl doğduğu, nasıl bir vizyon ve misyona sahip olduğu üzerinde durduk. Tasarım Atölyesi Kadıköy örneği üzerinden, kentlilerin toplumsal ihtiyaçlarının tasarım düşüncesi ve kentsel strateji bakış açısıyla birleştirilerek proje üretim süreçlerinin nasıl kurgulandığını konuştuk.Özellikle kamusal alanların önemini vurgulayarak, kentsel mekanların nasıl daha katılımcı ve işlevsel hale getirilebileceğini tartıştık. Atölye çalışmalarının ve projelerin, şehir sakinlerinin ihtiyaçlarına nasıl cevap verdiği ve onları nasıl dahil ettiği açıklanıyor. Bu düşünceler ışığında, Nilüfer Tasarım Atölyesi’nin kentsel mekanların nasıl daha yaşanabilir ve sürdürülebilir hale getirilebileceğini ve İkinci Yüzyıl için Tasarım Yılı kapsamında yapacağı ilham verici projelerini aktardık.
Tasamız Tasarım podcast serimize hoşgeldiniz!Bu podcast serimizde tasarımın farklı boyutlarını ele alarak üretim süreçlerinin hayatımızı nasıl etkilediğini ve hayatımızdaki yerini keşfediyoruz. Bu bölümlerde, farklı disiplinlerde çalışan konuklarımızın deneyimlerine ve tasarım deyince akıllarına ne geldiğine odaklanacağız. Yani kısaca tasarımın günlük ve profesyonel hayatlarımızda hangi pratiklerle var olduğunu anlamaya çalışacağız.Peki bu program nasıl ortaya çıktı?Bildiğiniz üzere Nilüfer bu sene sosyal değişim için tasarım başlığını benimseyerek sosyal ve mekansal çalışmalarda yeni anlayışlar geliştirme amacıyla ‘İkinci Yüzyıl İçin Tasarım’ temasını odağına aldı. Biz de bu temaya uygun olarak Tasamız Tasarım podcast programımızda farklı disiplinlerde çalışan konuklarımızla konuları öznel perspektiflerden ele alarak sohbet edeceğiz.