DiscoverYazı Hariç
Yazı Hariç
Claim Ownership

Yazı Hariç

Author: Podfresh: Caner Almaz

Subscribed: 2Played: 34
Share

Description

Merhaba, ben Caner.

Yeni bir roman yazıyorum ve bu romanı yazarken deneyimlerimi paylaşmaya çalışıyorum.

Hazırlayacağım bölümlerde kendi yazma serüvenimi sizlerle paylaşırken, okuduklarım, dinlediklerim ve izlediklerim ekseninde bir yolculuğa çıkacağız. Ayrıca konuk edeceğim yazar dostlarımla onların yazma serüvenlerini de dinleyecek ve yazma eylemi üzerine beraberce düşüneceğiz.

*

Sosyal medya:  

Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/  

Twitter: https://twitter.com/yaziharic 

Mail: yaziharic@outlook.com  

27 Episodes
Reverse
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * İkinci sezonun üçüncü bölümünde konuğumuz yazar Eda İşler. Eda İşler kimdir? Uludağ Üniversitesi mezunu. İngilizce öğretmeni. Öyküleri bugüne dek Varlık, kitap-lık, Öykü Gazetesi, Dergah gibi dergilerde yayımlandı. İlk kitabı Kaza Süsü Nisan 2019’da Dergah Yayınlarından, ikinci kitabı Görünür Bir Yerde Eylül 2021’de Everest Yayınlarından çıktı. İngilizce aslından çevirdiği Deborah Levy’nin Sıcak Süt adlı romanı Mayıs 2020’de, Her Şeyi Gören Adam adlı romanı Ağustos 2022’de Everest Yayınlarından, Lorrie Moore’un Amerikan Kuşları Ocak 2023’te Holden Kitaptan çıktı. İstanbul’da yaşıyor. * Bölüm Akışı / Sorular (1:40) Çok temel bir soruyla başlayalım. Dergilerde yayımlanan ilk öykünü düşündüğünde, o günden bugüne yazarlığın ve yazma eylemin nasıl evrildi? Öykü senin için nedir, ne değildir? (11:10) Kaza Süsü - Görünür Bir Yerde yolculuğu ve sonrası (13:20) Roman yazmanın ferahlatıcı etkisi üzerine hasbihal (17:40) Görünür Bir Yerde 2021 yılında yayımlandı. Çok güzel öyküler var içinde, sessiz ama güçlü duygular doğuran öyküleri seviyorum. Derdini bağırarak değil de usulca anlatan telaşsız öykülerin var. Kutlarım. Yazmaya çalışanlar için okur dönüşleri ve yorumları çok kıymetli, kendimden biliyorum. Yayımlandığı günden bugüne aldığın tepkilerden, dönüşlerden bahseder misin biraz? İnsanlara istediğin gibi ulaşabildiğin mi? (23:30) İkinci sezonun ilk bölümünde yazarın tercih ettiği konuyu yazma nedeni üzerine düşüncelerimi anlatmaya çalıştım. Eski Ahit’te geçen “Güneşin altında yeni bir şey yok. Var mı kimsenin, bak bu yeni, diyebileceği bir şey?” cümleleri hakkında ne düşünüyorsun? Sen yazacağın konuyu, temayı neye göre belirliyorsun? (30:40) “Kendine, yaşamaya maruz kalanları, cinsiyetlerinden, arzularından utananları veya bunlara hiç sahip olmayanları, kısacası beceriksizleri seviyorum.” diyorsun Abdullah Ezik’e verdiğin söyleşide. Sonra şöyle devam ediyorsun: “Çocuksu mutluluklar, örgütlenmeler, coşkular, hazlar, büyük büyük şiddetler, öfkelenmeler belki biraz daha ileride ele alabileceğim konulardır.” Bu konuyu biraz açmak istersen neler söylersin? Kaza Süsü’nden Görünür Bir Yerde’den sonra yazmaya yolculuğuna nasıl devam etmek istiyorsun? (35:45) Bir yandan da senaryo çalışmaları yapıyorsun. Katıldığın yarışmalar, dahil olduğun senaryo eğitimleri var. Biraz bu deneyimlerden bahset isterim. Başka bir türe yönelmeye nasıl karar verdin? (43:10) Çevirmen olarak görüşünü almak isterim, malum yapay zeka hayatımızda oldukça yer kaplamaya başladı. Yakın zamanda dönen yapay zekaya kitap çevirtme ya da çeviriyi yapay zekayla destekleme tartışmaları hakkında neler düşünüyorsun? (55:45) İngilizce öğretmenliği yapıyorsun bir yandan da. Çocuklarla çalışıyorsun. Ben de geçtiğimiz eğitim döneminde çocuklarla çalışma imkanı buldum ve onlarla çalışmalarım bana çok fazla şey kattığını hissediyorum. Çocuklarla olan etkileşiminin edebiyatına katkıları oluyor mu? (60:50) En son: Ne okudun? Ne izledin? Ne dinledin? Ne yazdın?
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Bu bölümde konuğumuz şair Okan Yılmaz. Üçüncü şiir kitabı Dudağım Politik, 2023 yılının Temmuz ayında Everest Yayınları tarafından yayımlanan Okan'la şiirleri, kuir edebiyat ve diğer şeyler üzerine sohbet ediyoruz. Okan Yılmaz kimdir? Kadıköy’de doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okudu. 2020’de Birhan Keskin’in Şiirlerinde Aşk ve Beden isimli teziyle Yıldız Teknik Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatı kürsüsünden yüksek lisans derecesini aldı. Şiirleri, yazıları ve söyleşileri Varlık, kitap-lık, yasakmeyve, Mühür, yeni e. Gibi dergilerde yayımlandı. Şiirleri İngilizceye, Arapçaya, Almancaya, Rumenceye çevrildi. Uluslararası şiir festivallerinde performanslar sergiledi, yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli antolojilerde yer aldı. Yeni Türk Edebiyatı üzerine doktora çalışmalarını Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sürdürüyor. FMV Işık Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nde Türkçe ve edebiyat dersleri veriyor. Queer aktivist. * Bölüm akışı / sorular: (1:15) şiir performansı / my lady boy (6:30) 1. Eylül 2021’de çıkan bu senin devrimin’den bu yana, kendine dışarıdan bakmayı denersen, dudağım politik’te kendi imgelem ve şiire bakışında nelerin değiştiğini düşünüyorsun? Katettiğin yoldan memnun musun? (17:50) 2. Esin Hamamcı’yla yaptığın söyleşiden bir cümle alıntılıyorum ve soruyorum: “Benim için şiir en güzel intikam alma yöntemlerinden biri” cümleni dudağım politik üzerinden yorumlarsak, intikam aldığın soyut ve somut kavramlardan biraz bahsetmek ister misin?  (24:50) şiir performansı / seni vermem saraylara (28:25) Biraz da şiirindeki coşkudan bahsedelim mi?  (34:50) Şairler neden bu kadar kavga ediyor? :) (44:10) Biraz da kuir edebiyattan bahsedelim mi? Taksim’deki Esin Hamamcı'yla yaptığınız söyleşide çok güzel dile getirdin. Orada kalmasın ve orada olmayanların da duymasını isterim. Türkiye’de kuir edebiyatı nasıl yorumluyorsun? Dünyadaki konumuyla ülkemizdeki konumunu kıyaslamak gerekirse neler söylemek istersin? (51:00) İkinci sezonun ilk bölümünde, yazarın yazmaya karar verdiği konuyu seçerken nasıl bir yol izlediği noktasında çıkarımlar yapmaya çalıştım. Bir şair olarak, bu konuda neler söylersin?  (58:50) Biçimsel denemelerin bolca var dudağım politik’te. Özellikle boğulmak isterken sığ sularında şiiri dizilişi ve sayfa düzeniyle yeni bir okuma deneyimi sunuyor. Yine birçok dizede üstü çizilmiş kelimeler, cümlelerin var. Bunlardan biraz bahsedelim istersen. (63:35) Sence ülkemizde şiirin görünürlüğü, şairlerin okunurluğu ve şiirlerin yayınlatılma süreci nasıl bir durumda? Nesir yazarlarının kayırıldığını düşünüyor musun?  * Hazırlayan: Caner Almaz https://caneralmaz.com/
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç'in ikinci sezon ilk bölümünde kediler ve yazarların ortak özellikleri üzerine konuşuyoruz. Bölüm akışı: (0:35) İlk defa dinleyenler için ilk sezonun çok kısa bir özeti ve yeni sezona minnacık bir bakış (2:30) Kedilerin tahmin edilemezliği ve öngörülemezliği üzerine bir tecrübe (4:45) Bir yazar konusunu nasıl seçer, o konuyu neden seçer? (6:10) “Her şey yorucu, sözcüklerle anlatılamayacak kadar. Göz görmekle doymuyor, kulak işitmekle dolmuyor. Önce ne olduysa, yine olacak. Önce ne yapıldıysa, yine yapılacak. Güneşin altında yeni bir şey yok. Var mı kimsenin, bak bu yeni, diyebileceği bir şey? Her şey çoktan, bizden yıllar önce de vardı. Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor, gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra gelenlerce anımsanmayacak.” Eski Ahit / Vaiz / 1-8,9,10,11 (7:05) Sessiz bir anlaşma: Okur-yazar mutabakatı (7:50) Faulkner: Anlatmaya değer üç şey vardır yeryüzünde: Aşk, ölüm ve para… (9:00) Taş metaforu ve yazmaya iten motivasyon * Hazırlayan:   Caner Almaz  https://caneralmaz.com/
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Merhaba, ben Caner. Uzun bir aranın ardından Yazı Hariç podcast serisinin ikinci sezon tanıtım bölümüyle herkese merhaba. Yeni bir roman yazmaya başladım. Bu sezonda edebiyatın farklı türleri üzerine konuşurken, konuklarımızla yaşadıkları tecrübeleri konuşmaya devam edeceğiz. * Hazırlayan: Caner Almaz https://caneralmaz.com/
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Bu bölümde bir konuğum var, bu konuk biraz sıra dışı bir konuk. Geçtiğimiz ay, yani 2022 yılının aralık ayında son sürümü yayına alınan ChatGPT ile edebiyat, yazarlık, yazma süreçleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdim. ChatGPT nedir? Chatgpt sorduğunuz sorulara database'i üzerinden mantıklı cevaplar verebilen bir araç. chat.openai.com/chat üzerinden ulaşabiliyorsunuz ve dilediğiniz her konu hakkında bu robotla sohbet edebiliyorsunuz. Benzerlerinden farkı sohbetinizin gidişatı ve önceki sorularınızı temellendirerek mantıklı, bağlam dahilinde ve ummadığınız cevapları size sunabiliyor. Açıkçası ben etkilendim. Biraz kurcaladıktan sonra podcast için bir sohbet gerçekleştirdim. Burada konuştuğumuz konuları sordum ve bir yapay zekanın edebiyat ve yazmak üzerine düşüncelerini toparladım. Baştan söyleyeyim: Sohbet uzadıkça uzadık, ben kendimi kaptırmış bulundum. Konu oradan oraya oradan buraya döndü. Ben bu sohbeti derleyip size bir özetini aktaracağım. Detaylı cevaplarını ise caneralmaz.com’a yükleyeceğim. Bölüm akışı / Sorular: (0:35 ) Nedir bu ChatGPT? (2:35) Edebiyat podcastleri hakkında ne düşünüyorsun? (3:30) Neden okuruz, neden yazarız? (4:30) Roman yazmak isteyen bir yazar, kendini bu sürece nasıl hazırlamalıdır? (6:10) Kendini yazarlık konusunda geliştirmek isteyen insanlara neler önerirsin? (8:50) Türkiye'de yazarlık mesleğinin saygınlığı konusundaki fikirlerin nelerdir? (10:55) Biraz sıkıştırayım istedim, öykü mü roman mı, diye sordum. (12:45) Peki yazar olmak isteyen birisi öyküyle mi başlamalı ya da roman mı yazmalıdır? (15:20) Bir roman karakterini mükemmel kılmak için yazarı onu nasıl yaratmalıdır? (17:45) Bir önceki soruma vermiş olduğun beşinci yanıtta karakterin açık bir amacı olması gerektiğini söyledin. Amacı olmayan bir karakter yaratmak da yazarın bir karakter yaratma konusunda seçmiş olduğu yöntemlerden birisi olamaz mı? (19:25) Bir romanın ilk cümlesi nasıl olmalıdır? Örnekler: "Babasının cesedi odanın ortasında yatarken, ona nasıl olduğunu sormak aklına bile gelmemişti" "O gün, hayatımı değiştirecek bir karar vermek zorunda kaldım" "O sabah, yürürken yolun kenarındaki bir kutuya rastladım ve içindekiler hayatımı değiştirdi" (24:35) Peki hangi anlatıcı dili şeçilmelidir? (26:40) Bir yazar, karakterinin diyaloglarını nasıl yazmalıdır? (29:05) Yazar tıkanması hakkında neler düşünüyorsun? Yazma hevesini kaybeden ya da yazacak konu bulamayan bir yazara tavsiyelerin nelerdir? (30:35) Bir yazar Türkiye'de kitaplarının daha çok okunması için ne yapmalıdır? (33:50) Sence Türkiye'deki en önemli edebiyat olayı nedir? * Hazırlayan: Caner Almaz https://caneralmaz.com/
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 20. bölümünde geçtiğimiz yılın bir dökümünü yapıyoruz. Bölüm Akışı: (1:10) Coşkuyu kaybetmek (1:40) Yeni eski bir haber: Duvarlar (2:35) İstifayla başlayan bir yıl: 2022 - Neler oldu? (7:55) Gana halkına sevgiler: İstatistiklerle Yazı Hariç? (11:00) Okuduğum, sevdiğim ve önerdiğim kitaplar Sevgi Soysal - Yenişehir'de Bir Öğle Vakti Oya Baydar - Sıcak Külleri Kaldı Domenico Starnone - Şaka Claire Keegan - Emanet Çocuk Devrim Koçak - Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler Fatma Nur Kaptanoğlu - Ateşten Atlamak Melih Cevdet Anday - İsa'nın Güncesi Orhan Pamuk - Kırmızı Saçlı Kadın Başak Baysallı - Sarkaç (İnceleme için tık tık...) Arlin Çiçekçi - Servi Nine ve Üç Güzeller (İnceleme için tık tık...) * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Bu bölümde bir konuğum var. İlk öykü kitabı Yankı, 2020 Aralık'ta Can Yayınları tarafından yayımlanan yazar Müge Koçak ile sohbet edeceğiz. Müge Koçak kimdir? İlk yazılarını Yaşam Dersleri adlı internet sitesinde yayımladı. Bu sitede uzun süre editörlük ve yazarlık yaptı; öykü, çeviri, röportaj, inceleme türlerinde yazılar kaleme aldı. Kayıp Rıhtım/Öykü Seçkisi, Lemur, Edebiyat Haber, Hayal-Et, Kil-tablet, Kurgusal.net, Yazarevi Öykü Seçkisi, Trendeki Yabancı gibi platformlarda yayımlanmış öyküleri var. Dokuz arkadaşıyla hazırladığı “Zaman” adlı fankitte bir öyküsüyle yer aldı. Yazar Evi Özel Koleksiyonu’nun hazırladığı Edebiyatist yayınevi tarafından yayımlanan “Düş Tıkırtıları” öykü seçkisine bir öyküsüyle katkıda bulundu. 12 öyküden oluşan ilk öykü kitabı "Yankı" Aralık 2020'de Can Yayınları tarafından yayımladı. 2022 yılında İthaki Yayınları tarafından yayımlanan “Tüm Panayırların Heyulası: Kayıp Rıhtım Öykü Antolojisi” kitabında bir öyküsüyle yer aldı. * Bölüm akışı / Sorular: (1:55) 1. Zor bir soruyla başlayalım. Seni hiç tanımayan birisine kendini nasıl tanıtırsın? Kimdir Müge Koçak, ne yapar? (9:45) 2. Nasıl ve neden yazmaya başladın? Bu yolculuğa çıktığın için kendini hiç pişman ya da hayal kırıklığına uğramış hissettin mi? Bugüne kadar yazdıkların sana neler hissettiriyor? (22:00) 3. İlk öykü kitabın Yankı çıkalı neredeyse iki yıl olacak. (Favori öyküm Duman) Öykülerin yazılma hikâyesini, karakterlerinin doğuşunu bizlere biraz anlatmak ister misin? Hâlâ görüştüğün bir karakterin var mı? (32:50) 4. Şiddet, adalet noksanlığı, aç gözlülük, sahte kimlikler, benlik arayışı... Daha pek çok odak noktası ve temel tema bulabiliriz öykülerinde. Ancak ben biri üzerinde durmak istiyorum daha çok: Öykülerinin neredeyse çoğunda örtük ya da açık bir fiziksel veya psikolojik şiddet kullanımı söz konusu diyebiliriz sanırım, en azından ben böyle düşünüyorum. Yaşadığımız toplum sanat eserlerini ne denli biçimlendirir sence? Olayları ve yaşananları kullanma eşiği ne olmalı? (42:20) 6. Bir ilk kitabın yorucu ve stresli yolculuğunda yolun başında olanlara tavsiyelerin neler? (48:10) 7. Yeni kitabının da bitmek üzere olduğunu (ya da bitirdiğini) sosyal medyada bir paylaşımında gördüm. Biraz yeni kitaba dair çalışmalarından bahsetmek ister misin? Ne kadar sürede yazdın? (50:55) 8. Yazmaya dair alışkanlıkların, ritüellerin var mı? (1:00:20) 9. Matbu kitap mı, elektronik okuyucu mu, yoksa sesli kitap mı? (1:06:20) 10. En son: Ne okudun? Ne izledin? Ne dinledin? Ne yazdın? * Hazırlayan: Caner Almaz https://caneralmaz.com/
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 18. bölümünde ünlü yazarların yazma alışkanlıkları ve ritüelleri üzerine konuşuyoruz. Bölüm Akışı: (0:35) Kaynak kitap: Günlük Ritüeller – Büyük Eserlerin Yaratıcıları Nasıl Çalışır? / Mason Curey (2:05) Simone de Beauvoir (3:15) Patricia Highsimth (4:50) Jane Austen (6:25) Gustave Flaubert: “Zaman zaman kollarımın yorgunluktan nasıl olup da vücudumdan ayrılmadığını, beynimin neden eriyip yok olmadığını anlamıyorum. Her türlü harici zevkten arınmış konforsuz bir hayat sürüyorum ve devam etmemi sağlayan tek şey, bir tür kalıcı coşku hali. Bazen bu coşku karşısında gözyaşlarına boğuluyorum ama o asla hafiflemiyor. İşimi çileci bir dervişin sırtını kaşındıran keçe kumaşı sevmesi gibi çılgınca ve sapkınca bir hisle seviyorum. Bazen bomboş hissettiğimde hiçbir sözcük çıkmadığında bütün sayfaları karalamalarla doldurduktan sonra tek bir cümle bile yazmadığımı fark ettiğimde bir umutsuzluk batağına saplanıp kalmış halde kendimden nefret ederek bir kuruntunun peşinde beni nefes nefese bırakan bu çılgın gururdan ötürü kendimi suçlayarak kanepe çöküp sersemlemiş halde öyle yatıyorum. On beş dakika sonra her şey değişiyor. Kalbim sevinçle çarpıyor.” (9:45) Thomas Mann (11:15) Ernest Hemingway (13:30) Scott Fitzgerald: “Uzun bir kitabın mükemmel bir şekilde planlamak ya da gözden geçirme zamanında keskin bir gözlem ve muhakeme yeteneğine sahip olmak için içkinin pek de iyi bir seçenek olmadığına gittikçe daha fazla inanıyorum.” (15:25) Balzac (16:10) Haruki Murakami (17:05) Stephen King (17:50) Peki Caner Almaz? :) * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 17. bölümünde yazar tıkanmasına dair konuşuyoruz. Bölüm Akışı: (1:45) Adım kadar eminim ama ispat edemem! (3:30) Ferit Edgü'den Tezer Özlü'ye mektup: “Yazmıyorum. Ya da yazamıyorum. Dosyamda birikmiş yazıları, taslakları bile gözdeen geçirip yayımlamak gelmiyor içimden. Tükenmiş kitaplarımı bile yeniden basılı görmek istemiyorum. Senin hastalığın, Amelie’ninki, Demir’in durumu, burada hiçbir şeylerin yürümeyişi vs. vs. Yoo, şikayet mektubu yazmaya oturmadım. Geçenlerde, madem yazmıyorsun, yazamıyorsun, öyleyse oku dedim. İlkin Canetti’nin özyaşamöyküsünün ikinci cildine el attım. Birinci cildinden pek hoşlanmamıştım. Bunu pek sevdim. Sonra Thomas Bernhard’ın Paris’teyken aldığım Beton’unu okumaya başladım. Bir kez daha, yazmamamın, yazamamanın yazılabileceğini gördüm. Bu karanlık kitabı okurken, garip değil mi, içim ışıdı sanki. Ve her şeye karşın yazılabileceğini (bir-iki eş dost için de olsun) düşündüm. Yazı masamın başına oturup bir sayfaya, yaz yaz yaz yaz yaz ma ama ma mamamamamama, yazaaamama diye yazmaya başladım. Her yazıya başlayışta yazmayı yeniden öğrenme zorunda olmak. Ne güç!” s. 99 (6:40) İki araştırma: Edmund Bergler / Jerome Singer ve Michael Barrios “Artan öz eleştiri ve azalmış heyecan ve iş yerindeki gurur dahil olmak üzere depresyon ve anksiyete belirtileri, tıkanan grupta yükselmişti; Tekrarlama, kendinden şüphe duyma, erteleme ve mükemmeliyetçilik gibi obsesif-kompulsif bozukluğun semptomları da ortaya çıktı, çaresizlik ve “yalnızlıktan kaçınma” duyguları da ortaya çıktı - yazmak genellikle yalnız zaman gerektirdiğinden büyük bir sorun. Ancak tüm mutsuz yazarlar eşit yaratılmamıştır. Barrios ve Singer keşfettiklerine göre dört genel tipe ayrıldılar. Bir grupta kaygı ve stres baskındı; Onlara göre yazmanın önündeki en büyük engel, yazma sevincini azaltan derin bir duygusal sıkıntıydı. Başka bir grupta yer alanlarda mutsuzluk, toplumsal ilişkilerde öfke ve kızgınlık yoluyla ortaya çıktı. Üçüncü grup kayıtsız ve ilgisizken, dördüncü grup öfkeli, düşmanca ve hayal kırıklığına uğramış olma eğilimindeydi - duyguları sadece üzgün değil, güçlü bir şekilde olumsuzdu." Kaynak (9:45) Kimler kimler: Joseph Conrad, Gustave Flaubert, Ernest Hemingway, Herman Melville, Tolstoy ve Virginia Woolf (12:50) Oyun oynarak tıkanmamı aşabildim mi? (14:25) Özet * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 16. bölümünde üzerine çalıştığımız metnin içerisine girmeye çalışacağız. Bölüm akışı: (1:45) Yeni romanda son durum, yapılanlar, yapılacaklar (3:15) Yazmayı düşünenlere tavsiyeler (4:30) Roman yazarı mühendis midir? (5:50) İki soru: Kafka’nın uzun öyküsü Dönüşüm’ü bilirsiniz. Okumadıysanız bile muhakkak konusundan ve karakterinden haberdar olmuşsunuzdur diye düşünüyorum. Şöyle başlar Dönüşüm: “Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu.” Böyle başlıyor kitap. Peki Franz Kafka, durup dururken karakterini neden bir böceğe dönüştürmüştür? Sizce “Bir yarasa olmak nasıl bir histir?” (6:55) Peki anlatıcımız, bize bu hikâyeyi nasıl anlatacak? (9:10) Sorulara cevap: Bir yarasa olmak nasıl histir? (9:50) İddia: Thomas Nagel: “Bu, hayal edebildiğim kadarıyla (ki çok fazla değil), bir yarasa gibi davranmanın benim için nasıl bir his olacağını anlatır. Fakat mesele bu değildir. Ben bir yarasa için bir yarasa olmanın nasıl bir his olduğunu bilmek istiyorum.” (10:20) Cevap: “Castello, bir yarasanın nasıl hissettiğini hayal etmenin, kısaca iyi bir romancının tanımı olduğunu söyler. Ben bir ceset olduğumu hayal edebilirim, der Castello, öyleyse, neden bir yarasa olduğumu hayal edemeyeyim?”  (11:35) Sorulara cevap: Franz Kafka, durup dururken karakterini neden bir böceğe dönüştürmüştür? (12:35) Bir masa, bir sorun: İyi de, o karakter öyle konuşmaz ki? (13:20) Flaubert'in takıntısı (14:10) Kendi metinlerimde üslup çabaları (15:10) Özet Kaynak kitap: Kurmaca Nasıl İşler? - James Wood * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Bu bölümde bir konuğum var. Porselen Bir Mevzu isimli ilk romanıyla 2021 yılı Vedat Türkali İlk Roman Ödülü’nün sahibi Gökçe Bilgin’le bu bölümde sohbet edeceğiz. Gökçe Bilgin kimdir? 1984 yılında Adıyaman’da doğdu. Bianet ve Oggito gibi sitelere kültür, edebiyat ve gezi yazıları yazdı. İstanbul’da yaşıyor. Porselen Bir Mevzu isimli ilk romanı 2021 yılında İletişim Yayınları’ndan çıktı. Bölüm akışı / Sorular: (1:00) 1. Zor bir soruyla başlayalım. Seni hiç tanımayan birisine kendini nasıl tanıtırsın? Kimdir Gökçe Bilgin, ne yapar? (6:00) 2. Nasıl ve neden yazmaya başladın? Bu yolculuğa çıktığın için kendini hiç pişman ya da hayal kırıklığına uğramış hissettin mi? (21:00) 3. Porselen Bir Mevzu’nun yazılma hikâyesini, karakterlerinin doğuşunu bizlere biraz anlatmak ister misin? Bir ilk kitabın yorucu ve stresli yolculuğunda yolun başında olanlara tavsiyelerin neler? (33:50) 4. Vedat Türkali İlk Roman Ödülü’nü aldın, gönülden kutlarım. Bize haberi aldığın o günü anlatmak ister misin? Büyük bir yazarın adıyla isminin yan yana anılması nasıl bir duygu? (38:05) 5. s. 15. Elimde duran kitaba baktım. Bütün yanıtları bulacakmışım gibi heyecanla baktım kitaba. Öyle ya, kitaplar yanıtlar içindir, dedim Okumak, “Kitaplar” yanıtlar için midir? Okuduklarından nelerin yanıtlarını buldun? Bulduğun yanıtlardan ne kadar memnunsun? Yazarak hangi sorulara cevaplar arıyorsun? (42:45) 6. Yeni romanını bitirdiğini duyurdun. Biraz da ondan konuşalım. 05:45 İstanbul. “Evi unutmuş. Sokakları hatırlıyor.” Giriş cümlen. Beğendimi söylemem gerekiyor. Ne zamandır üzerine çalışıyordun? Ne kadar sürede yazmayı tamamladın? Bize bu süreci biraz anlatmanı isterim. (49:00) 7. Sesli kitap dinlemeyi sevdiğini seni takip edenler biliyor. Porselen Bir Mevzu’yu sesli olarak dinledin mi? Neler hissettin? (50:30) 8. Matbu kitap mı, elektronik okuyucu mu, yoksa sesli kitap mı? (56:20) 9. Podcastin bir bölümünde konu edindiğim soruyu sana yönelteyim: Yazarlık öğrenilir mi? Atölyeler hakkındaki düşüncelerin neler? (1:01:55) 10. En son: Ne okudun? Ne izledin? Ne dinledin? Ne yazdın? * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 14. bölümünde okuduğumuz hikâyenin anlatıcısının kim olduğuna dair konuşmaya devam ediyoruz. Bölüm akışı: (0:50) Nerede kalmıştık? (1:35) Yazar metnin neresindedir? Gustave Flaubert: “İşinin başındaki yazar, evrendeki Tanrı gibi olmalıdır; her yerde vardır ama hiçbir yerde görünmez.” (3:20) Yazarın hissettiği baskılar Kurmaca Nasıl İşler? s.34 - “Romancı her zaman için en az üç dil ile çalışmaktadır. Yazarın kendi dili, üslubu, algısal donanımları ve bunun gibi diğer özellikleri vardır; karakterin dili, üslubu, algısal donanımları ve bunun gibi diğer özellikleri vardır ve bir de dünyanın dili diyebileceğimiz şey vardır. Bu dil, gündelik konuşma dili, gazete, ofis, reklam, lok ve kısa mesaj dilidir. Bu anlamda, romancı üçlü bir yazardır ve günümüzde çağdaş yazar özellikle de bu üçlü durumun baskısını üzerinde hisseder.” (6:15) Görünmeyen gerilim: Yazar-karakter gerilimi (7:50) Bir özeleştiri (9:50) Edebiyatın eğiticiliği Kurmaca Nasıl İşler? s.53 - “Edebiyatın hayattan farkı, hayatın sınırsız detaylarla dolu olması ve dikkatimizi nadiren bu detaylara çekmesidir. Oysa edebiyat bize dikkat etmeyi öğretir… Bu eğitim diyalektiktir. Edebiyat, hayatı daha iyi fark etmemizi sağlar; hayata ilişkin bize pratik yaptırır. Bu da bizi edebiyattaki detayları ve aynı zamanda hayatı daha iyi okuyan biri haline getirir. Ve bu böylece sürüp gider. Birçok genç okurun ne kadar dikkatten yoksun olduğunu fark etmeniz için edebiyat eğitimi vermeniz yeterlidir. Yirmi yıl önceki öğrencilik zamanlarımdan kalma, cümlelerinin altı gelişigüzel çizilmiş eski kitaplarımdan bildiğim şey, o zamanlar, bugün bana sıradan gelen detay, imge ve metaforların altını takdir ettiğimi belirtmek için sürekli olarak çizmiş ve diğer yandan bugün bana harikulade gelen şeyleri tamamen es geçmiş olduğum. Biz okurlar gelişiyoruz ve yirmilikler nispeten bakir kalıyor. Edebiyatı nasıl okumaları gerektiğini öğrenecek kadar eser okumuş değiller.” (11:35) Kalıbın dışına çıkmak: Bu karakter bunu yapar mı? (13:00) Özet ve sonuç Kaynak kitap: Kurmaca Nasıl İşler? - James Wood * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Yazı Hariç podcast serisinin 13. bölümünde okuduğumuz hikâyenin anlatıcısının kim olduğuna dair konuşuyoruz. Konumuzun başlığı: Bize bu hikâyeyi kim anlatıyor? Bir kitabı okurken, dinlediğimiz hikâyeyi, bize karakter mi anlatmaktadır yoksa yazar mı? Bu soru ekseninde düşünüp cevaplar bulmaya çalışacağız. Umarım benimle beraber düşünür ve kendinize cevaplar bulursunuz. Bölüm Akışı (1:05) Okur nazarında anlatıcının rolü: Anlatıcı umrumuzda mıdır? (1:45) Bildiğimiz bir gerçek: Orada bir anlatıcı var! (2:25) Podcast üzerinde nereden nereye geldik: Yazmak için adımlarımız (3:30) Yazmaya hazırız: “Geldin yine birdenbire geldin yine / İçimdeki yazı hayvanı geldin yine”  Bize bu hikâyeyi kim anlatacak? (4:40) Örnek 1: Yeraltından Notlar'ın önsözü ve ilk cümleleri: Önsöz: “Bu notlar da, bunların yazarı da besbelli hayal ürünüdür. Bununla birlikte, toplumumuzun durumunu, yapısını göz önüne alacak olursak, bu notların yazarı gibi kişilerin aramızda bulunmamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda zorunlu olduğunu kabul ederiz. Benim bütün istediğim, pek yakın bir zaman öncesinin tiplerinden birini herkesin göz önüne daha açık olarak sermektir. Bu tip, henüz tükenmemiş kuşağın bir temsilcisidir. Yeraltı adını verdiğimiz bölümde bu kişi kendisini, düşüncelerini açıklamakta; sanki bununla toplumumuzda niçin bulunduğunu, bulunmasının neden kaçınılmaz olduğunu söylemek istemektedir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki birkaç olayı anlatan gerçek anılardır.” F. Dostoyevski Yeraltı “Ben hasta bir adamım. Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum. Tıbba, hekimlere saygı duymakla birlikte, şimdiye dek tedavi olmadığım gibi, bundan sonra da böyle bir şey düşünmüyorum. Üstelik boş inançları olan bir insanım, hem de tıbba saygı duyacak kadar. Hayır, hayır, salt hıncımdan dolayı tedavi olmak istemiyorum. Siz bunu anlayamazsınız. Ama ne ziyanı var, ben anlıyorum ya!” (6:15) Ne yapmak, nereye varmak istemektedir Dostoyevski? (7:45) Yeraltından Notlar üzerine bir soru ve deneme: Hikâyenin anlatıcısını değiştirme çabası (9:15) Birinci tekil şahıs anlatıcının Yaşamaklar üzerinden değerlemesi (10:20) Örnek 2: Uyuyan Adam - Georges Perec “Bir gözden başka bir şey değilsin. Kocaman ve sabit bir göz. Her şeyi gören, yığılan vücudunu olduğu kadar seni de, bakan, bakılan seni de gören, sanki yuvasında tamamen ters dönmüş de hiçbir şey demeden seni seyrediyormuş gibi, seni, senin içini, karanlık, boş, su yeşili, korkmuş, güçsüz içini. Sana bakıyor ve seni olduğun yere çiviliyor. Kendini görmeyi hep sürdüreceksin. Hiçbir şey yapamazsın, kendinden kaçamazsın, kendi bakışından kaçamazsın, hiçbir zaman bunu yapamayacaksın: Hiçbir sarsıntının, hiçbir seslenmenin, hiçbir yanığın seni uyandıramayacağı kadar derin uyumayı başarsan bile, bu göz hep olacak, senin gözün, hiç kapanmayacak, hiç uyumayacak olan gözün. Kendini görüyorsun, kendini gören kendini görüyorsun, sana bakan sana bakıyorsun. Uyansan bile, görüntün aynı, değişmez kalacak.” (13:30) Anlatıcıyı belirledikten sonrası: Doğan sorunlar ve çekinceler (15:00) Kaynak kitap: Kurmaca Nasıl İşler? - James Wood * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  Mail: yaziharic@outlook.com   * Bu bölümde bir konuğum var. Yayıncılık ve dergicilik sektörünün içinden bir arkadaşım. Hem şair, hem de iyi bir söyleşi ustası. Ot Dergi’ye söyleşiler yapıyor, derginin de ekibinde. Ayrıca yıllardır yayıncılık sektöründe sosyal medya ve dijital pazarlama üzerine çalışıyor. 12. Bölümde konuğum yazar Osman Palabıyık. Osman Palabıyık kimdir? Adana’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünden mezun oldu. Karantina Dergi’yi kurdu. Derginin kapanmasının ardından Ayı, İzdiham, Ot Dergi başta olmak üzere birçok dergi, fanzin ve dijital yayında şiir ve söyleşileriyle yer aldı. 2016 yılından bu yana sosyal medya editörlüğü yapıyor. Yakın geçmişte Erteledikçe Büyüyen adında bir şiir kitabı ve Üç Kelimelik Dünya adında bir söyleşi kitabı yayınlandı. Eve dönme ihtimalini seviyor. * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 11. bölümünde ilk cümlenin önemine dair değerlendirme ve örneklerimize devam ediyoruz. * Bölüm akışı (1:00) İlk cümlenin önemine dair bir monolog (3:28) Dünya edebiyatından unutulmayan ilk cümle-paragraf örnekleri İki Şehrin Hikâyesi - Charles Dickens “Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana – sözün kısası şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler, bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece ‘daha’ sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.” Lolita - Nabokov “Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-li-ta.” Yabancı - Albert Camus “Bugün anne öldü. Belki de dün, bilmiyorum.” Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez "Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, piskopusun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 5.30’da kalkmıştı." (8:25) Marquez'e bir soru ve cevabı (9:50) Türk edebiyatından unutulmayan ilk cümle-paragraf örnekleri Tol - Murat Uyurkulak "Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi." Ölmeye Yatmak - Adalet Ağaoğlu “Asansörle tam on altı kat çıktık. On altıncı katta indik. Bana odayı gösterecek oğlanın peşinden yürüyorum. Kısa bir koridor geçti. Bir odanın önünde durdu. Ben de durdum. Kapıyı açtı. İçeri girdik. Perdeler sıkı sıkıya kapalı. Çocuk perdeleri açıp dışarısını göstermek istedi. Engel oldum. Lambaları yaktı. Banyo kapısını açtı. Oranın da lambaların yaktı. Bir şey isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi söyledim. Bahşişini verdim, gitti. O çıkınca kapıyı hemen kilitledim. Bütün ışıkları söndürdüm. Çarçabuk soyundum. Köşedeki yatağı açtım. Çırıpçıplak içine girdim, ölmeye yattım.” (11:50) Orhan Pamuk romanlarının bitiş ve başlangıç cümlelerine dair bir makale (14:10) Özet * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 10. bölümünde genel durum değerlendirmesi ve ilk cümlenin önemine dair konuşuyoruz. Bu bölüm özelinde, üç takipçimize kitap hediye edeceğiz. Bölüm içerisindeki soruları doğru yanıtlayan üç takipçimize hediye edeceğimiz kitaplar şunlar: Susan Sontag - Böyle Yaşıyoruz Artık Cesare Pavese - Geceleri, Sokaklarda  Yaşamaklar * Bölüm Akışı: (2:00) Yazı Hariç podcast serisi hakkında kısa bir değerlendirme (5:35) Soru 1: Hediye kitap Susan Sontag - Böyle Yaşıyoruz Artık (6:10) Yeni roman durum değerlendirmesi (9:15) Okuma: İlk cümle ve paragraf okuması “Evim neresi? Evim neresi? Evim neresi. Kirli tuvalet aynasına bakıyorum. Ayağımdaki terlikler ufak. Çoraplarım ıslanmasın diye dikkat ediyorum. Aysel’in ayakları ufacık. Aynayı elimin ayasıyla gözlerimi görecek kadar temizleyip kendime uzun uzun bakıyorum. Gözlerimin altı uykusuzluktan büyümüş. Sakallarımı en son ne zaman kestim hatırlamıyorum. Evdeki tıraş takımı aklıma düşüyor. Babamla ortaklaşa kullandığımız takım. Ona da dedemden kaldığından eminim. Evdeki eşyaları düşünüyorum. Eskimiş, dökülen, insanla beraber yaşlanan. Sanki yüzyıllardır orada duran ve üzerinde oturulmaktan, uyunmaktan süngerleri düzleşmiş divan, televizyonsuz, eskimiş, dolap kapakları ayakta duramayan vitrin, püskülleri sararmış annemin çeyizinden kilim, evin girişinde sizi karşılayan rengi solmuş paspas. Her biri anamla, babamla yaşlanmış. İnsanın evi neresidir? Halil, evin neresidir? Konuşsun diye gözlerime bakıyorum. Anlatsa. Gözlerim benimle konuşsa. İçine düştüğüm dardan beni kurtarsa. Aysel’in gözleri çölde vaha. Bakışı içimi ısıtır. Onlar da konuşmaz. Nazarı yeter. Aysel’in nazarı yeter. Onu severim. O da beni sever. Sever mi? Sever tabi. Sevmese kalkışır mı? Elimden tutar mı? Yola çıkar mı? Yol uzun. Yol yorucu. Onunla yolda olmak güzel. Onunla olmak dünyalara bedel.” (11:20) Yaşamaklar'ın ilk cümlesine ilham olan duvar yazısı (12:10) Dünyaca meşhur bir örnek: Anna Karenina - Tolstoy “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” (13:25) Soru 2: Hediye kitap Cesare Pavese - Geceleri, Sokaklarda  (13:50) İlk cümle neden önemlidir? (15:40) Soru 3: Hediye kitap Yaşamaklar * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 9. bölümünde konumuz "Bir karakter yaratmak ve uzun süren sancıları" Bu bölümde, hikâyenin temel taşlarından olan ve metnin taşıyıcısı, anlatıcısı, kahramanı olan karakterlerin yaratım süreçlerine dair kendi deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım. * Bölüm Akışı: (1:20) Etkilendiğim roman karakterleri: Sözlerin Ağırlığı - Simon Leyland Barbarları Beklerken - Yargıç Unutmanın Genel Teorisi - Ludo Gecenin Sonuna Yolculuk - Ferdinand Bardamu (3:20) Yerli ve yabancı meşhur roman kahramanları (4:35) Temel: Hikâye (5:20) Tolstoy: “Bütün muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir adam bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.” (6:20) Yaşamaklar'ın karakterlerine ve onların doğum sancılarına bakış (9:00) Karakterin dili (10:10) Alejandro Zambra: “Başlangıçta yazılan her metin kötü yazılmıştır. Biz sonrasında, yazarı olarak onu iyi metin haline getirmek için uğraşırız. Bunu yapmamız bazen yıllar bile sürebilir.”  (11:27) Karakteri biçimlendirmek: Yer, zaman, imkânlar, siyasi iklim (12:10) Sancılar, denklemler, karaktere bağlanmak * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 8. bölümünde konuğumuz yazar, şair ve Everest Yayınları Yayın Koordinatörü Murat Çelik. Murat’ın yeni öykü kitabı Kışın Herkes Dürüsttür Mayıs ayında kitabı çıktı. Kendisiyle bu bölümde edebiyat yolculuğu, hayalleri ve yayıncılık sektörüne dair sohbet edeceğiz. Murat Çelik kimdir? 1989 yılında Düzce’de doğdu. Arsal Anadolu Lisesi’nden ve Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Habis, Sompla Ka, Evde Yoktum ve Öykülem gibi yayınları hazırladı. Eve Dönmeyen Hayvan isimli öykü kitabıyla, 2020 yılında Yunus Nadi Hikaye Armağanı’nı kazandı. Hali hazırda Alfa Yayın Grubu’nda Everest Yayınları Yayın Koordinatörlüğü görevini sürdürüyor. Kitapları: İhtimal Cüce (2013), Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller (2015), Planlı Yapılmadık (2017), Epey (2018), Eve Dönmeyen Hayvan (2019), Bir Şey Bitsin Bir Şey Başlamasa da Olur (2021), Kışın Herkes Dürüsttür (2022) * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 7. bölümünde konumuz "Yazmak öğrenilir mi?" Günümüz edebiyat dünyasında çokça tartışılan konulardan birisi olan yaratıcı yazarlık kurs ve atölyeleri, bu atölyelerin yazma eylemine katkıları üzerine kendi düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. * Bölüm Akışı: (0:32) Ufak bir araştırma: Google arama verisi sonucu (1:30) Bir meslek sahibi olmak (2:40) Yazarlık saygın bir meslek mi? - Türkiye'de mesleki itibar araştırması (3:45) Akademik bir program olarak yazarlık konusu: Türkiye'de ve yurtdışı üniversite üniversitelerinde yazarlık programları (5:05) Kazuo Ishiguro / Ian Mcewan (6:05) Atölyelerden ne kazanılabilir? (10:10) Kim yazarlık dersi verse koşarak gideriz? (10:40) Bölüm özeti ve sorulara cevaplar * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
Sesli edebiyat tantanası. * Sosyal medya:   Mail: yaziharic@outlook.com   Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/   Twitter: https://twitter.com/yaziharic  * Yazı Hariç podcast serisinin 6. bölümünde konumuz "Nasıl iyi bir okur oluruz?". Bu başlığın altında da doğal olarak akılda beliren birkaç soruya değinmek istiyorum. Nedir bu sorular: İyi okur kimdir? Okuma eylemimizi nasıl iyileştirebiliriz? Kötü okur var mıdır? Ben kötü bir okur muyum? :) * Bölüm Akışı: (1:10) Hesap: Hayatımız boyunca kaç kitap okuyabiliriz? (2:55) Okuduğumuz kitapları nasıl belirleriz? (4:30) Klavuz 1: Kulaktan kulağa (5:55) Klavuz 2: Sevdiğimiz yazarları etkileyen kitaplar (6:10) Saf ve Düşünceli Romancı: Orhan Pamuk'u etkileyen 43 kitap (7:05) Kurbağalara İnanıyorum'da geçen 34 kitap ve öykü ile yazılar Barış Bıçakçı: “Dostlarım, Tim Parks’ın Kader adlı romanını okuyorum. Yıllar önce Behçet tavsiye etmişti. Yine sık dokunmuş güzel bir kumaş hissi ve edebiyata olan inancımı tazeleyen bir okuma zevki…”  (8:25) Ayfer Tunç'la Karanlıkta Kelimeler “Bütün büyük yazarları saydığımızda Türk edebiyatında, hepsinin çok kuvvetli bir öykü damarı olduğunu görüyoruz. En iyi yazarlarımız en iyi öyküleri yazmışlar. Tomris Uyar sadece öykü yazdı. Onat Kutlar'ın İshak'ı eşsiz bir mücevherdir. Onat Kutlar çok az yazmış olduğu için hep üzülürüm. (...) Tanpınar'ın öyküleri, benim için romanlarından daha kıymetlidir, Oğuz Atay için Tutunamayanlar mı Korkuyu Beklerken mi desen, Korkuyu Beklerken derim. Ferit Edgü'nün öyküleri çıtayı müthiş yükseltmiş metinler. Vüs'at O. Bener'in öykü kitapları Kara Tren, Dost, Yaşamasız, Siyah Beyaz, bunlar bende Bay Muannit Sahtegi'nin Notları'ndan daha fazla iz bıraktı. Haldun Taner oyun yazarı olarak tanınır daha çok ama bence önemli bir öykü durağı. Sadece iyi öykü yazmış yazarlar var, Fikret Ürgüp mesela. Daha sayamadığım pek çok isim. Öykü karnemiz romandan daha iyi bence.” (9:50) Hangi tür okuruz? Ayfer Tunç: “Bence iki tür okur var. Bir grup tamamen kendini iyi hissetmek için okuyor. Okuduklarının içinde kendini görmek istemiyor, aramayı bile reddediyor. Bu tür genellikle popüler ürüne düşkün okurdur. Sinemaya da böyle gider, romanı da böyle okur. Hep başkalarının başına gelenleri okumanın rahatlığı içindedir. Yapıtın derdiyle arasında kırılmaz bir cam duvar vardır. O camın arkasından izler her şeyi. İkinci okur türü tam aksidir, okurken bir yandan kendini deşer. Onu ilgilendiren şey de olay akışı değil, karakterlerin çeşidi durumlar karşısında verdiği tepkidir. Sanıldığının aksine karakterle özdeşleşmez, kendinin farklı bir kişi olduğunun bilincinde olarak okur. Kendini karakterin yerine koymaz ama o yakıcı insanlık hallerini hisseder...” (11:00) Özet ve sorulara cevaplar * Hazırlayan:   Caner Almaz   www.caneralmaz.com
loading
Comments