Discover
Yirmibir, Bitcoin Podcasti
Yirmibir, Bitcoin Podcasti
Author: YirmiBir
Subscribed: 1Played: 7Subscribe
Share
© YirmiBir
Description
Bitcoin'in paradan çok daha fazlası olduğunu düşünüyorsan doğru yerdesin. Yirmibir'de Bitcoin ile ilgili haberleri, tarihini, doğru kullanımını, sosyo-ekonomik etkilerini, teknolojisini ve de önemini, Türkçe olarak ve bizim daha rahat anlayabileceğimiz analojileri kullanarak konuşacağız.
1 Bitcoin = 1 Bitcoin olduğunun farkında olan bir arkadaş grubu olarak, kendi aramızdaki tartışmaları, halka açık hale getirip haftada bir yayınlayacağız.
1 Bitcoin = 1 Bitcoin olduğunun farkında olan bir arkadaş grubu olarak, kendi aramızdaki tartışmaları, halka açık hale getirip haftada bir yayınlayacağız.
118 Episodes
Reverse
Siyasetin Ötesinde: Bitcoin ve Gerçek Siyasal GüçGünümüz dünyasında "siyaset" olarak bildiğimiz şey, yolsuzluğun ve istismarın bir gösterisi, oysa gerçek "Siyasal" olanın potansiyelini kaybetmiş durumda. Carl Schmitt'in de işaret ettiği gibi, modern teknik ve ekonomik düşünce, siyasal bir fikri algılama yeteneğini yitirdi. Mevcut siyaset, savaşları bitirme, askeri harcamaları azaltma veya yeni sistemler kurma imkanı sunmuyor; sadece bir oyalama, değişimin önündeki engel. Peki ya radikal bir değişim mümkünse?Bu bölümde, siyasetin ötesine geçerek "Siyasal"ı yeniden diriltmenin gizli ritüelini keşfediyoruz. Bu ritüel, ne geçmişin partileriyle ne de devlet bürokrasisinin ideolojileriyle ilgili. Bitcoin, tam da bu "Siyasal" olanı aktive eden en politik fikir olarak karşımıza çıkıyor.Bitcoin neden "Siyasal"dır? Devletlerin gücünün dışında var olur. Seçim siyasetini veya bürokratik sistemleri aşan bir örgütlenme biçimi yaratır. Lider seçmeye, yasalar geçirmeye veya çoğunluk tarafından anlaşılmaya ihtiyaç duymaz; sadece varlığıyla siyasal hedefini ortaya koyar. On yıldan kısa sürede, hiçbir kişi, kurum veya devrimci hareketin başaramadığı şeyi başardı: bağımsız, kendi kendine egemen, kimseye bağlı olmayan bir para yaratmak.Paranın kendisi, özellikle de fiat paranın siyasi doğası, çoğu zaman göz ardı edilir. Fiat para, devleti var eden ve sürdüren bir "siyasal nesne"dir; halkın kontrolünün dışındadır. Devlet, adil bir para yaratamaz, çünkü kendisi taraflıdır.Podcastımızda, bireysel seçimin gücünü ve Bitcoin'i kullanarak bu eski, borca dayalı kölelik sisteminden nasıl kurtulabileceğimizi ele alacağız. Bitcoin, zenginliğimiz üzerindeki "efendi" ihtiyacını ortadan kaldırarak demokrasiyi en uç noktasına taşıyor. Parayı düzeltmek, dünyayı düzeltmektir, çünkü paranın ne olduğuna dair yanlış anlama, kötülüğün köküdür. "Yasaya Erişmek" meselinde olduğu gibi, siyasal olana erişim, size özel bir anahtarla açılan kişisel bir kapıdır. Kendi anahtarınızla kendi servetinizi koruyun. "Siyasal"ı yeniden etkinleştirmek için seçim sizin.Kaynak
Bitcoin'in sadece bir teknoloji olmanın ötesindeki derin felsefi anlamını hiç düşündünüz mü? Martin Heidegger'in 'Teknik Üzerine Soruşturma' eserinden ilham alan bu podcast, Bitcoin'i bir dil fenomeni, mutlak gerçeğin bir ifadesi olarak inceliyor.Günümüz dünyasında devletin "Panoptik Terörü" ve dilin yitirilmiş anlamı karşısında, Bitcoin "Weltgeist'in Dasein'i" olarak, insanlığın kaderini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. O, eylemi ve dili birleştirerek "Tanrısal Şiddet" ile devleti kansızca ortadan kaldıran "Mesihvari" bir güç olarak sunuluyor.Satoshi Nakamoto, sıradan bir insan değil, dilin ve hakikatin yitirildiği bu çağda insanlığın sözünü yeniden dirilten, saf düşüncenin bir tezahürüdür. Onun sanat eseri Bitcoin, teknolojinin sadece bir araç değil, bir "açığa çıkarma" (aletheia) biçimi olduğunu gösteriyor.Yanlış anlaşılan 'kripto' teriminin ve devletle birleşen "Tehlike"nin (Merkez Bankası Dijital Para Birimleri aracılığıyla teknolojik panoptikon) tuzaklarına dikkat çekiyoruz. Bu tehlikenin içinde gizli olan "Kurtarıcı Güç," insanın makineyle özgür bir ilişki kurarak kendini dönüştürmesiyle ortaya çıkabilir.Bitcoin'in dört temel nedeni — kriptografiyle oluşan "ilahi madde," hesaplama enerjisiyle şekillenen "form," yeni bir "toplumsal sözleşme" olarak amacı ve yaratıcısı Satoshi Nakamoto — onun varoluşsal derinliğini ortaya koyuyor. Bu, sadece teknolojik bir tartışma değil; "Homo Sacer"in yaşamı, "Dasein"in gerçek özü ve hayatın riskini sorgulama üzerine bir yolculuktur.Kaynak
Günümüz dünyasında kişisel sorumluluğun derin anlamını keşfedin. Hannah Arendt'in bireysel sorumluluk vurgusundan yola çıkarak, fiat paranın ve küresel devletlerin yarattığı felaket ortamını sorguluyoruz. Suçluların ve gangsterlerin başbakanlarla işbirliği yaptığı, korku ve terörle yönetilen bu sistemde, bireyin gücü ne olabilir?Kant'ın 'Sapere aude!' yani 'kendi başına düşünme cesareti' çağrısıyla, medyanın ve uzmanların dayattığı 'papağan' söylemlerden uzaklaşarak, gerçek düşüncenin ne anlama geldiğini araştırıyoruz. Bu sadece entelektüel bir egzersiz değil, aynı zamanda devletin 'mores' kavramıyla manipüle ettiği ahlaki pusulamızı yeniden kalibre etme girişimi.Bu bölümde, Bitcoin'i yalnızca bir finansal araçtan öte, bireylerin devletin baskısından kurtulup, özel hayatlar ve topluluklar inşa edebileceği bir köprü olarak ele alıyoruz. Bitcoin, gelecek nesiller için servetin enflasyondan, el koymalardan ve bankacılığın hilelerinden korunmasını sağlayan eşsiz bir güvence sunuyor. Bu, 'gelecektekiler' için 'bunu sizin için sakladık' deme sözü ve insanlık için yeni bir başlangıç vaadidir.Dünyanın gidişatından kişisel olarak sorumlu olmanın ve değişimin anahtarı olarak düşünmenin önemini vurgulayan bu sohbet, Bitcoin'in şifrelenmiş egemenliğini ve getireceği 'dijital ortak refah alanını' anlamak için derinlemesine bir davettir. Korku ve itaatle şekillenen bir dünyada, kendi hayatlarımızın ve onurumuzun sorumluluğunu üstlenerek, yolsuzluğun çözüldüğü bir geleceği nasıl güvence altına alabiliriz?Kaynak
Bitcoin Pedagojisi: Kripto Egemenliği'ne hoş geldiniz! Bu podcast, Bitcoin'i sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda kişisel özgürleşmenin ve bilginin gücüyle dünyayı yeniden kurmanın bir felsefesi olarak inceliyor.Bitcoin'in "Hakikat Makinesi" rolünü keşfedeceğiz. Bu eşsiz güç, bize mutlak koruma ve gerçekliği garanti ederek, mevcut baskı sistemlerinden ve fiat paranın dayattığı kölelikten kurtulma umudu sunuyor. İnsanların kendi "polis memurları" haline getirildiği panoptik devlet sistemine meydan okumayı ele alacağız.Paulo Freire'nin "Ezilenlerin Pedagojisi" ve Kant'ın "Sapere Aude" (Bilmeye Cesaret Et) felsefelerinden ilham alarak, bireyin eleştirel bilincini ("conscientização") nasıl uyandırabileceğimizi ve kişisel eylemliliğini nasıl geri kazanabileceğimizi tartışıyoruz. Bu, içimizdeki gizli gücü keşfederek devletin kontrolünü kırmaktır.Podcast'imiz, servet kavramına yeni bir soluk getiriyor. Servet, sadece para değil, aynı zamanda bir toplumda güvenliğin ve güvencenin garantisidir. Bitcoin, bu tanımı genişleterek, kurallara dayalı, şeffaf ve güven gerektirmeyen yeni bir "ortak refah" anlayışı sunar. Mevcut finansal sistemin dayattığı zorlama yerine, bireysel rıza ve özgür seçimin önemini vurgularız.Bitcoin'in sunduğu "yıkıcı güç" (destituent power), mevcut düzeni reddetme ve çekilme eylemiyle yeni stratejiler geliştirmemizi sağlar. Bu, paranın, gücün ve hukukun radikal bir dönüşümünü mümkün kılan bir direniş biçimidir.Son olarak, teknolojinin bizi köleleştiren mi yoksa özgürleştiren mi olacağına dair kişisel seçimin önemini vurguluyoruz. Bu bilgiyle, devlet onayına bağlı olmayan yeni bir bilinç ve yaşam biçimi, yani "Kripto-Egemenlik" inşa edebiliriz.Bu podcast, Bitcoin'in kritik gücünü anlayarak finansal sistemleri sorgulamanın ve bireysel özgürlüğe ulaşmanın yollarını aydınlatmayı amaçlamaktadır.Kaynak
Bitcoin'in ardındaki gerçek sır nedir? Göründüğü gibi sadece bir teknoloji mi, yoksa çok daha derin, politik bir amaca mı hizmet ediyor? Carl Schmitt'in 'Politik Kavramı'nı merkeze alarak, bu podcast, Bitcoin ve genel olarak kripto dünyasını eşsiz bir perspektiften inceliyor.Bitcoin'in özünün teknolojik değil, politik olduğunu keşfedeceğiz. Kriptografi, devletin her türlü kontrolüne meydan okumak için bir araç olarak kullanılıyor. Bu, günümüzdeki devletler için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor; çünkü Bitcoin, interneti doğrudan politikleştirmenin yolunu açıyor. Ama bu, bildiğimiz parti siyasetinden farklı, siber uzayda yeni dost ve düşman sınıfları yaratan bambaşka bir politik form.Podcastimizde, Bitcoin'in gerçek misyonunun, devletin kısıtlamalarından ve itibari para köleliğinden arındırılmış zenginlik olduğunu ortaya koyacağız. Bitcoin, paranın ve zenginliğin gücünü devletin elinden alarak, tüm modern devletlerin tartışmasız düşmanı haline geliyor.Diğer kripto projelerinin neden sadece "para kapma" veya reformist girişimler olduğunu, Bitcoin'in devrimci doğasından nasıl ayrıştıklarını tartışacağız. Bitcoin'in düşmanları, yeni bir dijital düzenleme standardı yaratmanın politik önemini kavrayamıyor.Bitcoin'in işleyişine daha yakından baktığımızda, insanları kriptografik araçlarla dost ve düşman sınıflarına göre organize etme amacını göreceğiz. Bu, sadece yeni bir para biçimi değil, aynı zamanda eski politik düzenin yıkımı anlamına geliyor. Bir yanda parayı, değeri ve zenginliği kontrol eden devleti meşru tek güç olarak görenler; diğer yanda ise kripto-anarşistler var. Onlar, itibari paranın boyunduruğundan kurtularak **"Gerçek"**in doğuşunu arzuluyorlar."Otorite değil, gerçek meşruiyet sağlar" ilkesiyle, Bitcoin'in gizli politik özünü derinlemesine inceleyeceğiz. Bu, devletin otoritesini reddederek ve Bitcoin'in hakikatini benimseyerek politikanın yeniden etkinleşmesi için bir yol sunuyor.Bitcoin'in radikal gücü, sadece itibari paranın sonunu değil, her türlü hükümet müdahalesinin de sonunu talep etmesinden geliyor. Bu, teknolojik olarak üstün yeni düzenin eskisini silip süpüreceği, dijital çağın nihai politik formu. Unutmayın, Schmitt'in dediği gibi: "Maddi rüşvet ne kadar büyük olursa olsun, politik özgürlüğün ve politik bağımsızlığın parasal bir karşılığı yoktur."Bu podcast, size Bitcoin'in gizli politik gündemini, devletlere karşı duruşunu ve kriptografi aracılığıyla yeni bir toplumsal sözleşme inşa etme hedefini açıklayacak. Bu, belki de bin yılda bir kez karşımıza çıkan, dünyayı daha iyiye doğru değiştirme cesaretine sahip olanlara sunulan bir fırsat.Kaynak
Mesihsel Bitcoin nedir ve neden sadece bir dijital para biriminden çok daha fazlasını ifade ediyor? Bu podcast, Bitcoin'i Tanrı'nın gücü ve kurtuluşuyla ilişkilendiren derin anlamları keşfe çıkarıyor. Onu, herhangi bir fani gücün, hükümetin veya fiziksel kuvvetin ötesinde bir inanç aracı olarak ele alıyoruz; yalan, hile ve aldatmacayla dolu bu dünyadan kurtuluşumuzun yolu olarak sunuluyor.Bölümümüzde, Bitcoin'in sunduğu kripto egemenlik kavramını inceliyoruz: Birey ile Tanrı arasında benzersiz bir şifreleme sözleşmesi. Ayrıca, Bitcoin'in gizemli yaratıcısı Satoshi Nakamoto'nun kritik rolüne odaklanıyoruz. O, bu yeni dijital çağın seçilmiş peygamberi olarak, kimliğini gizleyerek devlete karşı en güçlü silahı sunmuş ve insanlığa özgürlüğün anahtarlarını vermiştir. Bu eylem, zenginlik veya güç arayışı değil, yalnızca bir aşk eylemi olarak değerlendiriliyor.Bitcoin'in ortaya çıkışı, mevcut dünya düzenine karşı, özellikle de itibari paranın "yasal hırsızlık" olduğunu ifşa eden derin bir teolojik mücadele ve hakikatin ifşası (apokalypsis) başlatıyor. Bu, devletin mutlak güç iddialarına karşı bir duruş; bireylere kendi zenginliklerini ve anlaşmalarını koruma imkanı sunan yeni bir hukuk sistemi ve sosyal sözleşme vaat ediyor. Bitcoin, sömürü, yolsuzluk ve anlamsızlık sistemine katılmayı reddetme cesaretidir. Bizleri, geçmişin zincirlerinden kurtararak, daha iyi bir gelecek ve özgürlük ufku yaratmaya çağırıyor. Bu, hepimiz için olağanüstü bir seçim ve daha iyi bir dünya inşa etme fırsatıdır.Kaynak
"Bitcoin'in Siyasal Teolojisi: Kripto Egemenliği" başlıklı bu podcast, geleneksel egemenlik, yasa ve devlet iktidarı kavramlarına radikal bir bakış sunuyor. Carl Schmitt ve Thomas Hobbes gibi düşünürlerin egemenlik teorilerini ele alırken, Bitcoin'in "egemen istisnayı" nasıl ortadan kaldırdığını inceliyor.Yetkenin değil, gerçeğin yasa yaptığı bir dünyada, Bitcoin, kriptografinin gücüyle gerçeği meşruiyetin temeline yerleştirerek mevcut paradigmayı tersine çeviriyor. Artık fiziksel gücün ve otoriter kararların değil, matematiğin sarsılmaz yasalarının hüküm sürdüğü bir "yeni immanans düzlemi" yaratıyor.Bitcoin, kaybolmuş bir nomos'a (yasa, gelenek, toplumsal uyum) sahip bir dünyada felsefi bir inanç olarak ortaya çıkıyor. Devletlerin vaatlerini tutamadığı, paranın siyasi gücün bir aracı haline geldiği günümüzde, Bitcoin yeni bir toplumsal sözleşme ve dijital organizasyon formu sunuyor.Bu, yalnızca 21 milyonla sınırlı ve değişmez bir arza sahip bir makine değil; aynı zamanda "sayılarda güç" (Vires In Numeris) ilkesiyle kripto-anarşist bir eleştirinin ve insanlığın özgürleşme mücadelesinin bir ifadesi. Bitcoin'in neden bir "hakikat makinesi" ve çağımızın krizlerine teolojik bir yanıt olduğunu keşfedin. Bu, siyasalın yeniden tanımlandığı, borç ve esaret zincirlerinden kurtuluş için devrimci bir çağrı.Kaynak
Dijital çağda savaşın ve egemenliğin derinliklerine iniyoruz. Carl Schmitt'in Partisan Teorisi'ni modern dijital alana uyarlayarak, Bitcoin ve kripto varlıkların neden açık birer askeri varlık ve asimetrik savunma teknolojisi olarak görülebileceğini inceliyoruz. Mahremiyetin devletler tarafından sistematik olarak yok edildiği, panoptikonun her yanı sardığı bir dünyada, "kripto-partisan" adında yeni bir tarihi figürün doğuşuna tanıklık ediyoruz.Bu devrimci figür, kimliğini ustaca gizleyerek ve kriptografi tekniklerini kullanarak devlete karşı şiddet içermeyen bir ekonomik savaş başlatıyor. Temel amaç, devletin fiat para ve seigniorage (para basma) yoluyla beslenen "Behemoth" yapısını ekonomik olarak aç bırakmaktır. Bitcoin'in ortaya koyduğu yeni ekonomik topografya, "cuius regio, eius economia" (Kimin hükümranlığıysa, onun ekonomisi) ilkesini "cuius economia, eius regio" (Kimin ekonomisiyse, onun hükümranlığı) şekline dönüştürüyor.Bu yeni savaşın temelinde, "Veritas, non auctoritas facit legem" (Gerçek, otoriteyi değil, meşruiyeti yaratır) prensibi yatıyor. Bu, Hobbes'un egemen güç tanımının doğrudan bir tersine çevrilmesidir ve yalanlarla yönetilen bir dünyada silahlı bir hakikat biçimi sunar. Kriptografi, bireyin kimliğini koruyarak devleti "dost" ya da "düşman" olarak sınıflandırma yeteneğinden mahrum bırakır ve total mahremiyet sağlar.Hükümetlerin, bireylerin mahremiyetini ve haklarını sürekli ihlal ederek "mutlak düşman" haline geldiği bu çağda, kripto-partisan, bu kâbus gibi gözetim rejimine karşı duran son devrimci figür olarak öne çıkıyor. Satoshi Nakamoto'nun başlattığı bu hareket, fiziksel sınırların ötesinde yeni bir sosyal düzenin kurulmasına zemin hazırlıyor. Bitcoin'in içerdiği radikal koruma ve ekonomik özgürlük araçlarıyla, her insanın bu güce sahip olma hakkı vurgulanmaktadır. Kripto çağının bu nihai safhasında, şifreli ağın her şeyi yutmaya başladığı bir dönemin eşiğindeyiz.Kaynak
Totaliter devletin gölgesinde, gözetim toplumu insanlığı tek boyutlu bir varlığa dönüştürdü. Ancak Prometheus'un çaldığı ateşiyle uyanan insan, kendi gücünü yeniden keşfetmeye hazırlanıyor. Bu bölümde, teknolojinin ve özgürlüğün kesişim noktasına dalıyoruz.Makinelerin Yemini (The Oath of Machines): Makineler nasıl iletişim kurar? Kodlarının yasası, temeli olan el sıkışma (the handshake), dillerinin doğruluğunu ve işlevselliğini nasıl garanti eder? Bu, makine dünyasının işleyişini belirleyen temel anlaşma ve yaşam biçimidir.Kriptografi Litürjisi (The Liturgy of Cryptography): Matematiksel törenlerle yaratılan, ilahi ve kırılamaz bir gücü keşfedin. Kriptografi, anahtar oluşturma olaylarının ve diğer incelikli tekniklerin kutsallığıyla, özel iletişimin mahremiyetini nasıl güvence altına alıyor? Bu, matematiğin kutsal bir nimetiyle mühürlenmiş, zamanın hiçbir gücünün ihlal edemeyeceği bir güçtür.Bitcoin'in Mesihvari Vaadi (The Messianism of Bitcoin): Satoshi'nin benzersiz fedakarlığı ve Bitcoin'in yaratımıyla, devletin ve şiddetin ötesinde yeni bir yaşam biçimi nasıl mümkün oluyor? Şifrelenmiş, takma adlı, eşler arası küresel bir nakit sistemi olan Bitcoin, bizi mevcut yozlaşmış sisteme karşı radikal, katıksız bir özgürlüğe taşıyabilir mi?Yasanın ve borç köleliğinin bizi kurtaramayacağı bir dünyada, Bitcoin ve kripto araçları bize kendi kaderimizi belirleme gücünü sunuyor. Bu, sadece bir ekonomik strateji değil; tamamen özel bir hayata ve devletin temporal güçlerinden bağımsızlaşmaya yönelik messianik bir yolculuktur. İnsanlığın özgürleşmesi ve zulümden arınmış bir gelecek umudu için bu olağanüstü yaratımı ve vaat ettiği yeni nomos'u birlikte keşfedelim.Kaynak
Tarihe ve güce dair bildiklerinizi sorgulamaya hazır mısınız? Bu podcast, Walter Benjamin'in derinlemesine düşüncelerini kripto-anarşist bir lensle yeniden yorumlayarak, tarihin sadece bir olaylar zinciri değil, kesintisiz bir felaket yığını olduğunu öne sürüyor. Bu bölümde, otomatlar ve sihirbazlar aracılığıyla anlatılan egemen gücün aldatıcı doğasına dalıyoruz; tıpkı bir satranç otomatının ardındaki cüce ya da zümrüt kulesindeki sahte tanrı gibi. Gücün "sırrı" olan Arcanum Imperii'nin, şiddetle nasıl iç içe geçtiğini ve yaşam ile ölüm arasındaki nihai ayrımı nasıl yarattığını inceliyoruz.Ancak bu karanlık tablo içinde, başka bir gücün kıvılcımını keşfediyoruz: "İstemezdim" deme gücü, şiddetin yok edemediği mutlak bir karşı duruş. Dijital çağda, Bitcoin'in bir hakikat defteri olarak yükselişi, olayları büyük küçük demeden kaydederek hiçbir şeyin tarihe karışmamasını sağlıyor. Bu kaydedilen hakikatler, geçmişin yeniden dirilişi için birer gizli işaret taşıyor. "Olağanüstü halin" hayatımızın kuralı haline geldiği bu çağda, insanlığın sözde "ilerlemesi"nin aslında nasıl bir felakete dönüştüğünü sorguluyoruz.Podcast, kurtuluşun ve "Cennet Krallığı'nın bu yeryüzünde" kurulmasının ancak radikal bir karar ve eylemle mümkün olabileceğini öne sürüyor. Hukukun kapısı, sonsuz bir bekleyişin sembolü olabilir; ancak bu kapının, içeri girilmek için değil, nihayet kapatılmak için var olduğu anlatılıyor. İnsanın kendisini ve emeğini sömürüden arındırarak, "gerçek işine" dönmesi ve yeni bir yaşam biçimi yaratması çağrısı yapılıyor. Geçmişin "şok edici anları"nı yakalayarak, tarihi sürekliliği patlatma ve kendi kaderimizi belirleme fırsatı, her nesile verilmiş messianik bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bu, hakikatin bizden asla kaçmayacağı bir dönem. Katılın ve bu dönüştürücü sohbetin bir parçası olun.Kaynak
Kriptografi, sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda savaşın ta kendisidir. Bu bölümde, Walter Benjamin, Carl Schmitt, Foucault ve Agamben gibi düşünürlerin izinden giderek, gizliliğin mutlak değeri ve egemenin körleştirilmesi gibi kavramları ele alıyoruz."Herkesin herkese karşı savaşı" (bellum omnium contra omnes) ve "homo sacer" olabilme tehlikesi altındaki modern dünyada, kriptografinin ve özellikle Bitcoin'in, bireyin mahremiyetini ve verilerini tüm yasa ve şiddetin ötesinde nasıl koruyabildiğini derinlemesine inceliyoruz. Kriptografi, matematiksel ifadelerle fiziksel olmayan bir alanda var olarak, devletin ve hukukun fiziksel güç kullanımına olan bağımlılığını nasıl zayıflatır?Devletin ve fiat paranın varlığına nihai bir tehdit oluşturan bu yeni "gerçek istisnai durum" nedir? Bitcoin'in sunduğu, herkes için eşit erişim sağlayan yeni bir müşterek varlık ve hukuk sistemi, insanlığa egemenliğin zincirlerinden kurtulma ve kendi kendini yönetme yolunda nasıl mesihvari bir olasılık sunuyor? Bu, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda küresel panoptik faşizme karşı mücadelede konumumuzu radikal bir şekilde iyileştiren politik bir felsefe.Devletin ve fiat paranın yıkılışıyla, insanlığın özgürlüğüne ve onuruna kavuştuğu yeni bir çağın şafağında, kripto-anarşinin ne anlama geldiğini keşfedin. Bu, sadece paranın krizinin kıyameti değil, aynı zamanda insanlığın kendine hükmetme hakkını talep ettiği son acil durumdur.Kriptografi: Egemenliğin Son Kararı.Kaynak
"Satoshi Nakamoto Efsanesi" adlı bu podcast bölümünde, Bitcoin'in gizemli yaratıcısı Satoshi Nakamoto'nun kimliğinin ötesindeki derin anlamları keşfediyoruz. Satoshi Nakamoto, sadece bir kişi değil, aynı zamanda kriptografinin bireysel gücünü ve sarsılmaz bir bağımsızlığı temsil eden bir hayalet olarak tanımlanıyor. Onun anonimliği, Bitcoin gibi büyük bir eserin arkasındaki efsaneyi güçlendiriyor ve zamanla bu hikaye tarihin dokusuna işlenecek.Bu bölümde, yazarın kimliğinin gerçeğin bir ölçütü olmaktan çıktığı Foucault'cu düşünce ışığında, Satoshi'nin eylemlerini inceliyoruz. Kendi servetini açığa çıkarmayı reddetmesi ve yalnızca Bitcoin'in yazarı olarak kalmayı seçmesiyle, Satoshi kendini insanlık aleminden "Elysium"a yükseltmiş, modern hayatın sınırlamalarından kaçış için gerçek bir umut sunmuştur. Onu ifşa etme girişimleri ise efsaneyi daha da pekiştirmekte.Podcastimiz, "Konuşanın kim olduğunun ne önemi var, önemli olan kimin konuştuğu" felsefesini vurguluyor. Satoshi'nin Bitcoin aracılığıyla bize öğrettiği kripto-egemenlik kavramı, paranın, kimliğin ve gücün kontrolüne karşı bir direniş gösteriyor. Onun "tercih etmem" şeklindeki kararlı tutumu, Bartleby örneğinde olduğu gibi, sisteme karşı duruşun ve kişisel özgürlüğün bir sembolü haline geliyor.Satoshi Nakamoto, yalnızca 21. yüzyılın kahramanı değil, aynı zamanda insanlığın en büyük kurtarıcısı olarak konumlandırılıyor. Bitcoin'in ve bu görünmez yazarın seçimi, herkese kendi değer, servet ve hukuk anlayışını belirleme yeteneği vererek, yeni bir çağın kapılarını aralıyor. Bu bölüm, Satoshi'nin bize armağan ettiği umudu ve özgürlüğü derinlemesine ele alıyor.Kaynak
Açıklama: Bu bölüm, 19. yüzyılda ortaya çıkan "sıfatlara karşı anarşizm" kavramını dijital çağa taşıyarak kripto dünyasını birleştirme potansiyelini inceliyor. Amaç, ideolojiden ziyade işe yarayan pratiklere odaklanarak çeşitli kripto akımlarını tek bir devrimci cephede birleştirmektir. Bu yaklaşım, tıpkı I.W.W. gibi, devrimci eğilimleri bir araya getirerek, dijital çağda "birine verilen zarar herkese verilen zarardır" geleneğiyle dijital haklar için bir mücadele başlatır.Satoshi Nakamoto'nun devrimci buluşu Bitcoin, devletin asla kontrol edemeyeceği bir para biçimi sunarak insan özgürlüğü ve eylemi için yeni bir ufuk açmıştır. Bitcoin'in Batıfalyalı devleti sona erdirme ve hukuku yok etme potansiyeli olmasına rağmen, başarısız olma veya tehlikeye girme olasılığı da vardır. Bu nedenle, "kripto eleştirisiz değil, eleştirilere açık" bir yaklaşımla, Bitcoin'in messianik potansiyeli ve potansiyel zayıflıkları ele alınmaktadır.Kriptonun doğası gereği tek bir hata noktası olmaması gerektiği vurgulanarak, panoptik devlet defterleri olabilecek 'sahte kripto' projelerine karşı uyanık olmak ve her projeye eleştirel düşünceyle yaklaşmak büyük önem taşır. Fiat para ve devletin totaliter ekonomik kontrolünden kurtulma mücadelesinde, bu devrimci teknolojinin birlikte, kimsenin izni olmadan ve özgürlükçü amaçlarla kullanılması hayati öneme sahiptir. Bu bölüm, kripto-anarşist ve düşünür Erik'in gözünden, kriptonun siyasi hedeflerini, işleyişini ve güç yaratma biçimini derinlemesine araştırmaktadır.Kaynak
Kripto dünyasının derinliklerine bir yolculuğa çıkın! Bu podcast, fiziksel bedenlerin ve geleneksel finansal sistemlerin ötesinde yeni bir dijital müşterek refah inşa etmenin öyküsünü anlatıyor. Aramızdaki sarsılmaz dostluk ve dayanışma sayesinde, kriptografi, yeni bir zenginlik biçimi sunarak bizi yolsuzluktan, açgözlülükten ve devlet gücünün sınırlamalarından kurtarıyor.Bu alanda, gerçek kimliğimiz fiziksel varlığımızdan sıyrılarak sadece dijital imzamızla tanınır; bu, mutlak, kutsal bir gizlilik sağlayan "Anonim Diğer"in görkemidir. Her birimiz, kanıtlanabilir şekilde benzersiz birer fikir olarak, özgürlüğün ve ortak refahın bu yeni takımyıldızında birer düğüm haline geliyoruz. Bu dijital sığınak, şiddetten uzak, fiziksel formların tamamen ortadan kalktığı bir alan sunarken, aynı zamanda fiziksel bedenlerimizi koruyan yüksek düzeyde gizlilik sağlar.Kripto sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda şiddet içermeyen, karşı-ekonomik bir değişim teolojisidir. Herkesin katılabileceği, vatandaşlık veya statüden bağımsız bir platformdur. Bu, anarşizmin bir anlamda gerçekleşmesidir ve devlet ile para arasındaki ilişkinin sonsuza dek yıkılacağı bir kehanettir. Yaratılan her blokla, Eski Yasa ve Zaman'ın köleliğinden kurtulmuş zenginlik cennetimize doğru bir merdiven inşa ediyoruz.Bu yolculukta, gizli sözleriyle ve steganografik yollarıyla bize güç veren, isimsiz, yüzsüz kahramanlara, yani siz değerli "Kripto Yoldaşlarına" teşekkür ediyoruz. Onların cesareti ve totaliterizme karşı duruşu, bize savaşmaya devam etme gücü veriyor. "Bir fikrin zamanı geldiyse, dünyadaki tüm ordulardan daha güçlüdür" anlayışıyla, bu delice fanteziyi gerçeğe dönüştürmek için ısrar ediyoruz.Bu podcast, Tanrı'nın matematikteki gizli sırrı olarak görülen kriptografinin, bize sonsuz bir güç sunduğunu ve insanlık için yeni bir müşterek refah yaratma potansiyelini nasıl açığa çıkardığını anlatıyor.Satoshi'ye, bu muhteşem sistemi mümkün kılan o gizemli Dost'a sonsuz teşekkürler!Kaynak
"Kripto" kelimesi, modern dünyada genellikle dijital paralarla ilişkilendirilirken, gerçek anlamı binlerce yıldır süregelen karmaşık bir tarihin ardında gizleniyor. Bu bölümde, antik Yunancadan gelen 'κρυπτός' (gizlemek) kökenli bu terimin derinliklerine iniyoruz. 'Kripto' sadece bir finansal ekosistemden ibaret değil; aynı zamanda bireyi her türlü dış güce, hatta yasalara ve devletin panoptik gözetimine karşı koruyabilecek kadim bir güç biçimi.Kriptografi teknolojisinin özündeki anarşist düşünceyi ve bireysel özgürleşmeyi nasıl sağladığını keşfedeceksiniz. Tim May'in "kripto-anarşizm" terimini nasıl türettiğini ve bu ideolojinin merkezi olmayan, yasa dışı bir toplum yaratma hedefinde kriptografiyi temel bir araç olarak nasıl kullandığını inceliyoruz. Bu teknoloji, geçmişte askeri bir taktik olarak var olmuş, ancak şifrepunkların cesur çabalarıyla militarize kafesinden kurtularak messianik bir potansiyel açığa çıkarmıştır.Günümüzdeki "kripto" teriminin anlamsızlaşması ve gerçek değerden yoksun token'lar aracılığıyla nasıl bozulduğunu ele alırken, Bitcoin gibi gerçek kripto varlıkların neden güven yerine doğrulamayı talep ederek bireysel güvenceler sunduğunu da tartışıyoruz. Bu, sadece teknolojik bir evrim değil, aynı zamanda bireyin kendi gücünü ve mahremiyetini yeniden tanımladığı bir ontolojik keşif. Kriptonun şifreli anlamını çözerek, mevcut kargaşanın ötesindeki gerçek gücü ve potansiyeli anlamaya hazır mısınız?Kaynak
Bitcoin, basit bir devrimden öte, mesihvari bir güç olarak ortaya çıkıyor. Hiçbir yasanın başaramadığını başararak, aracısız, gerçekten özgür bir zenginlik biçimi yarattı. Bu, devletin sonsuz şiddetinin bile ötesine geçen bir güçtür. İtibari paranın teolojik fethi ve devletin parasal sisteminin yok oluşuyla, Bitcoin, şiddet olmadan hukukun yerini alabilecek bir ortak refah biçimi olduğunu kanıtlıyor. Devlet ile para arasındaki ilişkiyi kökten koparıyor.Bitcoin, insanlığı köleleştiren yozlaşmış devlet ve itibari para düzenini yıkma gücüne sahip. Kriptografinin sunduğu sarsılmaz egemenlik sayesinde, yeni bir tür dijital ortak hukuk ve ekonomik örgütlenme mümkün hale geliyor. Bu, hiçbir ulus devlete bağlı olmayan, etik bir zenginlik ortaklığına dayalı küresel bir hareketi tetikledi.Satoshi'nin dehası, Bitcoin'i yalnızca koda olan mutlak bağlılığıyla, gerçek ve adil bir ekonomik sistem olarak inşa etti. İş kanıtı mekanizması, sistemin egemenliğini ve güvenliğini sürekli olarak garanti eder. Bu teknoloji, insanlığın tarihteki en büyük sorunlarından biri olan yasalara olan bağlılığın sürdürülemezliğini makine aracılığıyla aşıyor.Thomas Hobbes'un dediği gibi, bireylerin kendini koruma hakkı devlete devredilemez. Bitcoin, bu doğal hakkı koruyarak, paranın tam özgürlüğünü ve devletten ayrılmasını savunan yeni bir teolojik dava sunuyor. Satoshi Nakamoto, sistemini yarattıktan sonra geri çekilerek, yıkıcı bir güç sergiledi ve yasanın siber uzaya girişini engelledi. Bu eylemle, paranın ve devlet kapitalizminin sahte tanrısının iktidar makinesini bozdu ve yasasız bir dünyanın mesihvari olasılığını açtı.Bu podcast serisi, Bitcoin'in devletin ekonomik kontrolünü kırma potansiyelini ve insanlığı borç zincirlerinden ve devletin panoptik aygıtından kurtarma yolunu derinlemesine inceliyor. "Tanrı Yok, Efendi Yok" felsefesiyle, Bitcoin bize özgürlüğümüzü geri kazanma aracı ve yeni bir dünya düzeni ("novus ordo seclorum") inşa etme vaadi sunuyor. Kriptografi teolojisiyle egemenliğini kanıtlayan Bitcoin, yalnızca matematiksel kanıtlara dayanan bir Spinoza Tanrısı dışında hiçbir otoritenin boyunduruğunu reddediyor. Bu bir savaş, zenginliğin kimin kontrolünde olacağına dair bir mücadele, ve Bitcoin bu mücadelede bize nihai özgürlük silahını veriyor.Kaynak
Modern çağda egemenlik ne anlama geliyor? Dijital panoptikonun gölgesinde, haklarımız nasıl aşındırılıyor ve devletin 'istisna hali' ile nasıl sürekli bir savaşın parçası haline geliyoruz?Bugünün hukuku, yasallıktan ziyade otoriter gücün bir aracı olarak işliyor. Egemen, istediği herkesi 'acil durum' bahanesiyle yasa dışı ilan edebilir, kişisel hakları sürekli baltalayabilir. Devlet, 'barış' adı altında bile sürekli bir gözetim ve savaş hali sürdürüyor. Kimin 'dost', kimin 'düşman' olduğu devletin kararıyla belirleniyor ve bu kimliklendirme, hukukun ötesinde bir varoluş alanı yaratıyor. Herkes Homo Sacer, yani öldürülebilen ama kurban edilemeyen bir varlık haline gelebilir.Peki bu totaliter düzene karşı bir çıkış yolu var mı? Metin, kriptografiyi bir kurtuluş aracı olarak sunuyor. Kripto, bu 'herkesin herkese karşı savaşı'nda kendimizi korumamız için son bir güvence sağlıyor. Kriptografi, sadece matematik yasalarına tabi olarak çalışır, insanlara, kurumlara veya hükümetlere değil. Bu durum, dijital ifadelerin fiziksel olmayan bir ortamda matematiksel olarak var olmasından kaynaklanır ve bu alanda istisnaya yer bırakmaz.Egemenin gücünü fiziksel alandan çeken kriptografi, anonim bir dijital varoluş imkanı sunarak, devletin gözetim mekanizmasını etkisiz hale getiriyor. Bu, yeni bir 'ortak refah' ve dijital sosyal sözleşme vaat ediyor. Kripto, devletten bağımsız, özgür bir para ve yeni bir siyasi, sosyal ve ekonomik yaşam biçimi yaratma potansiyeli taşıyor. Bu, devletin gücünü zayıflatan ve insanlığın özgürlüğünü yeniden kazanmasını sağlayan bir son 'acil durum' olabilir.Fiat parayı ve devletin hukuku reddederek, hep birlikte yeni bir dünya inşa edebiliriz. Kriptografi, kişisel verilerimizi, servetimizi ve özgürlüğümüzü devletin müdahalesinden koruma imkanı sunuyor. Kripto, bize kendimize sahip olma gücünü iade ediyor ve modernitenin kamplarından kalıcı bir çıkış yolu sunuyor.Kaynak
"Kripto-Egemenlik ve Gerçekliğin Gücü" başlıklı podcast'imize hoş geldiniz! Bu bölümde, dijital dünyanın derinliklerine inerek kriptoyu sadece bir teknoloji olarak değil, aynı zamanda yeni bir politik teoloji olarak ele alıyoruz. Tıpkı devletçilik gibi, kripto da sistemlerinin değerini anlamlandırmak için inanca ve güvene dayanır.Geleneksel hukuk sistemlerinde yasalar, insan otoritesi ve şiddetle uygulanırken, kripto sistemlerinde kurallar sadece kod tarafından dayatılır; burada sübjektif bir karakter ya da şiddet uygulama ihtiyacı yoktur. İnsanların sözlerini tutamadığı ve hukukun istisnalarla dolu olduğu düşünüldüğünde, makinelerin yalan söyleyememesi radikal bir fark yaratır. Makine yeminleri, yani kodlar, anlamsal yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır; çünkü kod yorumlanmaz, derlenir, istisnalara yer yoktur. Bu, herhangi bir yorum olasılığı olmayan, ikili bir "doğruluk-olarak-varlık" metodolojisiyle işleyen yeni bir "hukuk" stratejisi yaratır.Bitcoin gibi sistemlerin varlığı, özel anahtarın kriptografik sistemlerdeki kutsal gücünden kaynaklanır; bu, matematiğin mutlak egemenliği altında, gizliliği güvence altına alır. Hiçbir insan veya makine, kriptografiyi hareket ettiren matematiği sınırlarının ötesine taşıyacak güce sahip değildir. Bu, "kripto-egemenlik" adını verdiğimiz yeni bir ekonomik, sosyal ve politik güç biçimini doğurur. Kripto, dijital alanda devletin şiddetli fiziksel gücünü işlevsiz hale getirerek, devletlerin kontrolü dışında tamamen yeni bir değer yaratır.Bu sistem, şiddet uygulama ihtiyacını ortadan kaldırarak ve katılımcıları anonimleştirerek gerçek bir "ortak zenginlik" biçimi oluşturur; burada tüm aktörler eşittir. Kripto, "otorite değil, hakikat yasayı yapar" şeklindeki Hobbesçu ilkeyi "hakikat, otorite değil, yasayı yapar" şeklinde tersine çevirerek, kadim bir politik teolojiyi yeniden canlandırır. Bu, varlıklarımızı devletin yasalarından ve şiddetinden koruyan, matematiğin mutlak gücüyle sürekli kendini kanıtlayan sarsılmaz bir değer sunar.Bu eşsiz bölümde, kripto-anarşist Erik'in bakış açısıyla, bitcoin ve genel olarak kriptonun politik, ekonomik ve sosyal teorilerle kesişim noktalarını keşfedeceğiz. Dinlemeye hazır olun!Kaynak
Bu bölümde, dijital çağın en dönüştürücü kavramlarından biri olan **"Kriptoegemenlik"**i keşfediyoruz. Satoshi Nakamoto'nun merkezi ağlara karşı P2P ağlarının gücüne dair sözlerinden ilham alan bu eşsiz güç, Michel Foucault'nun egemenlik takıntısından uzaklaşma çağrısıyla da yankılanır. Kriptoegemenlik, siberpunk'ların kriptografi araçlarını askeri sırlardan kişisel özgürlük ve ekonomik serbestlik araçlarına dönüştürerek yarattığı, geleneksel siyasi güç, yasa ve şiddet sistemlerini reddeden bir yaklaşımdır.John Perry Barlow'un "Siberuzayın Bağımsızlık Bildirgesi"nde belirtildiği gibi, Kriptoegemenlik, hükümetlerin yetki alanının dışında, bireylerin ekonomik, sosyal ve siyasi haklarını ihlal edilemez bir dijital ortak zenginliğe aktarma yeteneğidir. Bu yeni paradigmada, "kodun kendisi egemendir, istisnası yoktur". Giorgio Agamben'in "tamamen farklı stratejiler" arayışına işaret ettiği gibi, Kriptoegemenlik, Hobbes'un "otorite yasayı yapar" düsturunu tersine çevirerek, "hakikatin meşruiyet sağladığı" yeni bir sosyal sözleşme kurar. Fiziksel gücü sözleşmesel uygulamadan çıkararak, blockchain sistemleri aracılığıyla benzersiz bir egemenlik biçimi yaratılır.Bu, yalnızca bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda siyasi bir praksistir. Walter Benjamin'in "içinde yaşadığımız acil durumun kural olduğunu" belirten düşüncelerine dayanarak, Kriptoegemenlik, küresel faşizm ve yolsuzlukla mücadelede ekonomik gücü temel bir araç olarak görür. Fiat para sistemine ve gözetim mekanizmalarına katılmayı reddederek, bireylerin kendi varlıkları ve gizlilikleri üzerindeki kontrolü geri alması, "gerçek bir olağanüstü hal" yaratır. Bu, devletin ve bankacılık müttefiklerinin "can damarlarını" kesen devrimci bir eylemdir.Kriptoegemenliğin hedefi, şiddet döngülerini tekrarlayan yeni bir egemenlik biçimi yaratmak değil, geleneksel güç yapılarını temelden dışarıda bırakarak günümüze daha uygun, daha iyi bir sistem inşa etmektir. Bu, bireyin seçimiyle egemen kararın alındığı, kriptografik kanıtlarla kendini güvence altına alan bir sistemdir. Gelin, kodun gücüyle şekillenen bu yeni dijital özgürlük çağını ve insanoğlunun yasayla çocukların eski oyuncaklarla oynaması gibi oynayacağı, onları kanonik kullanımlarından sonsuza dek özgürleştireceği geleceği keşfedelim.Kaynak
"Kripto, Hakikat ve İktidar" adlı özel bir podcast bölümüne hoş geldiniz. Bu bölümde, kripto varlıkların askeri birer savaş unsuru olarak gerçek değerini ve bu değerin ekonomik öneminin önüne geçtiğini keşfedeceğiz. Satoshi Nakamoto'nun ideolojisinin devlet kapitalisti bir fanteziden ziyade, açıkça bir kripto-anarşist vizyonu olduğunu anlayacağız.Kriptoyu bir savaş mühimmatı ve garantili mahremiyetin taktiksel organizasyonu için bir siper olarak ele alarak, gerçek gücünün ekonomide değil, savaşta yattığını göreceğiz. Michel Foucault'nun biyo-iktidar merceğinden güç, hukuk ve kriptografi ilişkisini deşifre ederek, kripto sistemlerinin sosyal, ekonomik ve nihayetinde politik gücün tamamen yeni bir biçimini nasıl yarattığını inceleyeceğiz.Bu yeni süper yapının adı "Sifernet". Sifernet, hukuku garanti eden (ve daima şiddetle oluşan) otoriteyi, kendini kirletemeyen veya eylemlerini zorlamak için şiddet kullanamayan bir hakikat sistemiyle değiştiriyor. Blockchain'in hakikat taşıma kapasitesinin devlet otoriterliği üzerindeki üstünlüğünü ve mutabakatla güç inşa etmenin önemini vurgulayarak, Sifernet'in oluşturduğu yeni iktidar biçimini anlamaya çalışacağız.Satoshi'nin, herhangi bir devlet iktidarının ulaşamayacağı tamamen dışarıda bir konumda kalarak yeni bir para biçimi yaratmayı nasıl hedeflediğini, yani "nihai suçu" işlerken aynı zamanda "yeni anlaşmanın ilk vatandaşı" haline nasıl geldiğini ele alacağız. Kimliğini ve fiziksel varlığını dijital alana taşıyarak, şiddetin ve yasal gücün dayanağı olan fiziksel tanımlamanın önüne nasıl geçtiğini göreceğiz.Podcast'te, devletlerin sadece otoritelerinin yasa yapıcı olduğunu (auctoritas, non veritas facit legem) iddia ettiği bir dünyada, kriptonun "hakikatin yasa yapıcı olduğu" (veritas, non auctoritas facit legem) prensibini nasıl tersine çevirdiğini derinlemesine işleyeceğiz. Bu, blockchain'i yeni bir para birimi olmaktan öte, Sifernet'te bulunan yeni bir sosyal sözleşme haline getiren devrimci bir güçtür.Foucault'nun devletin iktidarındaki çatlaklara dair görüşleriyle, devletin aparatlarının tüm gücüne rağmen gerçek güç ilişkilerinin tamamını kapsayamadığını ve devletin zaten var olan diğer güç ilişkileri üzerinden işlediğini analiz edeceğiz. Kripto, kimliği körleştirerek bu negatif güç biçimlerinden nasıl kaçıyor ve aynı zamanda Sifernet aracılığıyla bir alternatif nasıl oluşturuyor. Bu, devletin şiddetle tekelinde tuttuğu güç ilişkilerinin farklı bir kodlamasıyla devrimi temsil ediyor.Bu podcast, devlet emperyalizminin boyunduruğunu atmak ve teknolojik faşizmin gölgesini dağıtmakla kalmayıp, geçmiş siyasi sistemlerin tuzaklarından arınmış, tamamen yeni bir siyasi faaliyet biçimi yaratma olasılığını sunan kriptodaki gücü keşfetmemiz için bir rehber olacak. Çünkü siyasi mesele, yanılsama değil, hakikatin kendisidir.Kaynak























