DiscoverHristiyanlık
33 Episodes
Reverse
Bu podcastimizde, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi inceliyoruz. İsa Mesih'in kurbanıyla Tanrı ile insan arasında kurulan bağ ifade edilmekte, İsa'nın dirilişiyle ölümün gücünün yok edildiği ve inananlara sonsuz yaşamın vaad edildiği aktarılmaktadır. Sonuç olarak, İsa Mesih'in kurbanı üzerinden insanlığın kurtuluşunun sağlandığı ve Tanrı ile yeniden bağ kurulduğu vurgulanmaktadır.
Bu podcastimizide, Musa döneminde Tanrı'nın İsrailoğullarını Mısır'daki kölelikten kurtarması ve kurban sunma talimatlarına odaklanıyoruz. Musa aracılığıyla verilen talimatlar arasında Fısıh Bayramı, çeşitli kurban türleri ve itaatsizliğin sonuçları bulunur. Fısıh, Tanrı'nın kurtuluşunu ve itaatin önemini simgelerken, diğer kurbanlar Tanrı ile doğru ilişkiyi sürdürmenin ve günahlardan arınmanın yollarını öğretir. Çevredeki ulusların putperest uygulamaları ve insan kurbanları ise İsrailoğullarına sürekli bir uyarı niteliğindedir. Tanrı, kurbanlardan ziyade bağlılık ve tanınmayı önemser.
Kurban, insanlık tarihinin büyük bir kısmında tanrılara, ruhlara veya doğa güçlerine olan bağlılık ve minnettarlığı ifade etmenin önemli bir yolu olmuştur. Eski Mısır'da Firavunlar ve soylular, Yunan ve Roma mitolojisinde Olimpos tanrıları, Hinduizm'de Vedik dönemin tanrıları, Aztekler'de insan kurbanları ve Vikingler'de Odin, Thor ve Frey gibi tanrılar için yapılan kurbanlar bu uygulamaların örnekleridir. Kutsal Kitap'ta ise kurban, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi derinleştiren bir eylemdir. Adem ve Havva'dan başlayarak, Nuh, İbrahim ve Habil'in hikayelerinde kurbanın Tanrı'ya olan bağlılığı ve şükranı simgelediği görülür. Kurbanlar, Tanrı'nın adaletini, merhametini ve lütfunu vurgular ve Yaratılış Kitabı'nda iman ve niyetin önemini, Tanrı'ya olan derin bağlılığı ve sadakati simgeler.
İsa Mesih'in Düğün Şöleni Benzetmesi | Matta 22:1-14 Merhaba! Bugünkü podcastimizde, Matta 22:1-14'te bulunan İsa Mesih'in düğün şöleni benzetmesini inceliyoruz. Bu benzetme, Tanrı'nın krallığını ve herkese olan büyük davetini anlamamıza yardımcı oluyor. Benzetmenin Anlamı: İsa, düğün şöleni benzetmesiyle Tanrı'nın krallığına çağrıyı ve bu çağrıya verilen tepkileri anlatıyor. Düğün şöleni Tanrı'nın krallığının zenginliğini ve neşeli kutlamasını temsil ederken, konukların tepkileri insanların Tanrı'nın çağrısına nasıl yanıt verdiğini gösteriyor. Öne Çıkan Temalar: Tanrı'nın Daveti: Tanrı herkesi krallığına davet ediyor. İnsan Tepkisi: Daveti reddedenler ve kabul edenler. Hazırlık ve İtaat: Tanrı'nın çağrısına layık bir şekilde yanıt vermek. Bu benzetmenin derin manevi anlamını ve bunu günlük hayatımıza nasıl uygulayabileceğimizi keşfetmek için podcastimizi dinlediğinizden emin olun!
Arkadaşlar merhaba! Bu podcastimizin konusu, İncil'de geçen "emanet para benzetmesi". Bu benzetme, Tanrı'nın insanlara verdiği yetenekler ve kaynaklar konusunda nasıl sorumlu olmaları gerektiği üzerinedir. Videomuzda, benzetmenin tarihsel ve kültürel bağlamını ele alarak, anlatılan hikayenin günümüz yaşamına nasıl uygulanabileceği üzerinde durduk. Ayrıca emanet edilen paraların farklı şekillerde kullanılması ve sonuçlarının ruhsal dersler ışığında nasıl yorumlanması gerektiğinden de bahsettik. Tanrı'nın krallığını İsa Mesih nasıl açıkladı ve öğretilerinin günümüzdeki önemini ele aldığımız podcastin bilgi verici olması dileğiyle.
Merhaba arkadaşlar! Bugün İsa Mesih'in Kudüs'e girişi ve tapınakta yaşanan olaylarla başlayan "Bağ Kiracıları" benzetmesini inceleyeceğiz. İsa'nın halk tarafından karşılanmasına, mabedi temizlemesine ve din adamlarının ona karşı tepkilerine bakacağız. İsa Mesih'in Tanrı'nın Krallığını nasıl açıkladığını ve öğretilerinin günümüzdeki önemini ele aldığımız podcastin bilgilendirici olacağını umuyoruz.
İsa Mesih benim yerimde olsa ne yapardı? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
İsa Mesih benim yerimde olsa ne yapardı? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
İsa Mesih benim yerimde olsa ne yapardı? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
İsa Mesih benim yerimde olsa ne yapardı? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
Tanrı'nın karakterini bilmek bizim ahlakımızı nasıl şekillendirir? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
Ahlakımızın Temeli Neye Dayanıyor? Bu serimizde Antalya İncil Kiliseleri Baş Pastörü Ramazan Arkan hristiyan ahlakı nedir, neye dayalıdır ve 21. yüzyılda nasıl uygulanır konularını ele alıyor.
Mattiya, İsa'nın öğrencilerinden biri olarak seçilmemiş ancak Havariler arasına atanmıştır. İncil'de sınırlı bahsedilmesine rağmen, erken Hristiyan topluluğunun şekillenmesinde ve yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Mattiya'nın İsa'nın öğretilerini duyurmak için Yahudiye'den Gürcistan'a kadar hizmet ettiği düşünülmekte ve ölümü Hristiyan inancı uğruna gösterdiği fedakarlığı yansıtmaktadır.
Yahuda İskariot, İsa'nın özel dostlarından biri olarak bilinir ancak sonunda İsa'ya ihanet eder. İncil'de, Yahuda'nın İsa'yı ele vermesi ve ardından yaşadığı pişmanlık anlatılır. Ölümüyle ilgili farklı İncil kayıtları bulunsa da genel olarak kendini astığı ve cesedinin çürüyüp yarıldığı belirtilir. Bu hikaye, İsa'nın seçtiği havariler arasında bile kusurların olduğunu ve Tanrı'nın insanlardaki potansiyeli gördüğü önemli bir ders sunar.
Yurtsever Simun, politik ve dini konularda tutkulu ve radikal bir kişilik olarak bilinir. Zelotlar gibi fanatik bir Yahudi grubunun üyesi olarak tanınır. İsa'nın öğretileriyle tanıştıktan sonra hayatı değişir ve İsa'nın bir havarisi olur. İncil'de adı sadece üç kez geçer ve genellikle havarilerin listelendiği bölümlerde yer alır. Sonraki geleneklere göre Mısır, Pontus ve İran gibi farklı yerlerde vaazlar verir. Ölümüyle ilgili kayıtlar genellikle güvenilir değildir ve farklı versiyonlara sahiptir. Çoğu kaynak İran'da şehit edildiğini iddia eder, ancak bazıları yaşlılık nedeniyle doğal olarak öldüğünü söyler. İncil'de başka Simunlar da bulunur.
İsa'nın havarilerinden olan Havari Yakup ve Yahuda (Taday) hakkında çok az bilgiye sahibiz. İsimlerinin o dönem yaygın olduğu düşünülürken, hayatları ve hizmetleriyle ilgili kesin bilgilere ulaşmak zordur. İsa'nın yakınları olduğu ve hatta kardeşleri olarak bile anıldıkları söylense de, kesinlik kazanmamıştır. İsa'nın hizmetine tanıklık etmişlerdir. Alfay Oğlu Yakup'un, İsa'nın kardeşi olarak bilinen Yakup ile aynı kişi olabileceği iddia edilse de, bunu doğrulayacak kesin bir kanıt yoktur. Her iki havari de İsa'nın ölümünden sonra şehit edildiği düşünülmektedir. Ayrıca Yahuda'nın, çoğu geleneklere göre İncil'de bulunan kısa bir mektubun yazarı olarak da bilinir. O dönemde oldukça yaygın olan isimlerden biri olduğu için kesin olarak hangi Yahuda olduğunu belirlemek zordur. İran'da Tanrı sözünü vaaz ettiği için şehit edilmiştir.
İsa’nın havarilerinden Elçi Tomas, daha çok bilinen adıyla da Şüpheci Tomas bugünkü programımızın konusu. Bu elçi bazı şeylere inanmayı zor buluyordu bundan dolayı şüpheci olarak anılır. Fakat İsa'ya inanıyordu, çok cesur ve gerçekten sadıktı. İsa’nın meşhur Yol, Gerçek ve Yaşam Ben’im dediği ayet, Tomas ile konuşması sırasında söylenmiştir. Tomas, her ne kadar Mesih’i sevse ve izlese de şüpheciliği peşini bırakmamıştır ve İsa dirildikten sonra öğrencilerine göründüğü sırada Tomas orada değildi bu şansı kaçırdı. Arkadaşları ona ‘‘Biz Rab’bi gördük’’ dediklerinde ‘‘O'nun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam’’ dedi. Kendisi Sorgulayıcıydı ve kanıtlar görmek isteyen bir öğrenciydi. Bu olaydan 8 gün sonra öğrenciler evde birlikteyken İsa ortalarında belirdi ve tam olarak Tomas’ın istediği fırsatı ona verdi. Tomas’a dönerek parmağını uzat dedi. Ellerini uzatıp böğrüne koymasını istedi. İsa’yı kendi gözleriyle gördükten sonra ve muhtemelen de elleriyle yaralarına dokunduktan sonra Tomas şunu ilan etti; Rab’bim ve Tanrım!. Bu büyük şüphesi artık büyük bir imana dönüşmüştü. İsa ise Kutsal kitapta belki de imanla ilgili en güçlü bildiride bulundu ve dedi ki görmeden iman edene ne mutlu. Görmemiş ama iman etmiş olanlara ne mutlu! Tomas’ın bu şüphecilik anı, kendisinin Şüpheci Tomas olarak bilinmesine, bu lakabı almasına sebep oldu. Bir şeye inanmadan önce kanıta ihtiyaç duyan herkes için değerli bir örnektir bu öğrenci. Tomas’la ilgili en çok bilmemiz gereken durum da budur. Bu karşılaşma dışında İncil’de önemli denebilecek başka bir şeyle karşılaşmıyoruz onunla ilgili. Kutsal Kitap bize bu öğrenciyle ilgili çok az şey söylese de, Tomas’ın dirilişe inanma konusundaki temkinli yaklaşımı ve kanıta dayalı iman anlayışı kendisinden yıllar sonra ortaya çıkan protestan inancındaki Sola Fide, yani yalnızca iman öğretisinin temelini de atmıştır diyebiliriz. Tomas 2000 yıl önce yaşamış olsa da, bugün 2000 yıl sonra görmemiş fakat iman etmiş olan günümüz Hristiyanları için değerli bir emsal teşkil ediyor. İncil’in bu öğrenciye verdiği esas isim aslında Aramice ‘ikiz’ anlamına gelen isimdir. Yani Tomas, İkiz diye bilinir ve öyle geçer orijinal İncil kayıtlarında. Kendisinin ölümüyle ilgili kilise tarihinde diğer havarilerle ilgili olmadığı kadar çok net bir aktarım mevcuttur. 3 Temmuz’da Hindistan’da mızrakla öldürülmüş olan Aziz Tomas diye net bir aktarım günümüze kadar ulaşmıştır. Kendisi Kilise kurmak için yaptığı misyonerlik gezilerinden biri sırasında Hindistan'da bir mızrakla öldürüldü. Kilise tarihi ve geleneğinde aktarılan başka bir şey yoktur ölümüyle ilgili. Sonuç olarak bizler de görmeden iman etmenin değerini tekrar hatırlıyoruz ve Tomas’ın hayatına bu değerli dersi öğrenerek bakıyoruz.
Matta Yeni Antlaşma’nın ilk bölümünün yazarıdır. Aynı zamanda Levi ismiyle de bilinir. İsa’nın hayatını aktarırken Mesih’in soyağacında özellikle insan doğasına ve kökenine vurgu yapar. Roma için çalışan bir vergi görevlisiydi. Yahudiler tarafından en çok dışlanan ve iftiralara uğrayan mesleklerden biriydi. Bu nedenle pek sevildiği söylenemez çünkü kendi halkından, onları sömürge altına alan insanlar adına para toplayıp Romalılara aktarıyordu. Çoğu insan, dürüst olmadıkları ve çok fazla para aldıkları için vergi görevlilerinden hoşlanmıyordu. Bu bile Matta’nın kendisini siyasi olarak bir hain gibi hissetmesine yeterli bir sebepti. Mesleği, halkı için Roma işgalinin bir simgesiydi. Daha da kötüsü vergi görevlileri, halkın Sezara olan borçlarını olduğundan daha da fazla göstererek haksız bir şekilde toplardı. Bu konuda kimsenin bir itirazı yahut yapabileceği bir şey yoktu. Sonuç olarak vergi görevlileri, en kötü günahkâr örneği olarak görünen fahişelerle aynı kesedeydi. Fakat tüm bunlara rağmen İsa bu adama “Beni takip et, ardımdan gel” dedi ve Matta kalkıp hemen onu takip etti. Matta belki adaletli biri değildi ama İsa bu adamı seçti ve sonrada tamamen farklı bir insan haline getirdi. Tüm bu şeylere baktığımızda, İsa’nın Matta’yı öğrenci olarak seçmesi, kendisini takip etmesini istemesi çok büyük bir olaydı. Bu bize ilginç bir tablo sunuyor. Matta’nın, diğer bir adıyla Levi’nin, İsa’nın en yakın takipçisi olan 12 Havarinin arasına dahil edilmesi, Tanrı’nın amaçlarını gerçekleştirmek için her kesimden ve türden insanla, hatta bazen bu olmaz diye düşünebileceğimiz kişilerle bile nasıl bir ilişki kurduğunu gözler önüne serer. Belki de Matta dinden dahi dışlanan birisiydi Oysa İsa aracılığıyla gelen bu büyük inançta, en büyük önder ve din adamlarından birine dönüşecekti. Tanrı değiştirdi mi böylesine radikal bir şekilde değiştiriyor insan hayatını. İsa Matta’yı çağırdıktan hemen sonra Matta’nın evinde akşam yemeği yediler. İncil’de okuduğumuz üzere birçok vergi görevlisi ve günahkâr gelip İsa’yla ve öğrencileriyle birlikte yemek yediler. Her zaman İsa’yı tuzağa düşürmek için uğraşan din görevlileri ve ferisiler için bu oldukça rahatsız ediciydi. Bu olayı gördüklerinde hemen İsa’nın öğrencilerine yaklaştılar ve ‘Sizin Öğretmeniniz neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?’ diye sordular. İsa bunu duyunca onlara şöyle dedi; ‘Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var. Gidin de, ben kurban değil, merhamet isterim sözünün anlamını öğrenin çünkü ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.’ Ferisilere göre bu, İsa’nın en kötünün bile en kötüsü olan kişilerle takıldığının göstergesiydi. Dolayısıyla İsa’yı da çok kötü olarak görüyorlardı. Bildikleri ya da bildiklerini düşündükleri tüm dini anlayışı ve görüşü ayaklar altına almıştı İsa. Ferisilere göre onlarla oturan İsa da tıpkı onlar gibi yoldan sapmıştı. Tüm bu arka plan içerisinde İsa’nın Matta’yı öğrencilerin arasına dahil etmesi çok çok değerli ve büyük bir göstergeydi. Bununla İsa şunu demiş oluyordu; Hiç kimsenin, hatta ve hatta en islah edilemez görünen kişilerin ve toplumların bile Tanrı’nın masasından dışlanmayacağı gerçeği. Yeter ki tövbeyle ve alçakgönüllülükle Tanrı’ya yaklaşsınlar ve Tanrı’nın davetine boyun eğsinler. Matta’nın Ölümünün kilise geleneğinin aktarımına göre Etiyopya’da gerçekleştiği söylenir. Orada şehit edildi ve kılıçla öldürüldü. Çeşitli kaynaklara göre de kafasının kesildiği, taşlandığı ve yakıldığı söylenir. Sonuç olarak diğer havariler gibi ölümüyle ilgili sis perdeleri olsa da gerçek şu ki; İsa günahkarların günahkarı olarak görülen bu adamın hayatını inanılmaz bir şekilde değiştirdi. Matta da çok sevdiği Mesih’ini takip etti, O’nu çok sevdi ve uğruna canından bile vazgeçip şehit edildi.
Bartalmay en belirsiz havarilerden biridir. Adı yalnızca İncil’de İsa’nın 12 Havarisinin isimlerinin yer aldığı 4 yerde geçer. Onun dışında genellikle Natanel olarak geçtiği düşünülür. O dönemde farklı isimlerle bilinen ve bazen lakaplar takılan insanlar düşünüldüğünde bu yorum mantıklıdır. Özellikle Yuhanna bölümünde Natanel isminin havariler arasında geçtiğini görürüz. Eğer Bartalmay, Natanelolarak biliniyorsa ki genel kanı bu yöndedir. O halde Natanel olarak Havariler listesi dışında İncil’in Yuhanna bölümündeki bir olayla onun İsa’yla olan diyaloguna tanık oluruz. Filipus, Natanel’e İsa’dan ilk bahsettiğinde Natanel’ibiraz şüpheci olarak görürüz. İncil’in Yuhanna 1:45-50 bölümleri şöyle der; Filipus, Natanel'ibularak ona, ‹‹Musa'nın Kutsal Yasa'da hakkında yazdığı, peygamberlerin de sözünü ettiği kişiyi, Yusuf oğlu Nasıralı İsa'yı bulduk›› dedi. Natanel Filipus'a, ‹‹Nasıra'dan iyi bir şey çıkabilir mi?›› diye sordu. Filipus, ‹‹Gel de gör›› dedi. İsa, Natanel'in kendisine doğru geldiğini görünce onun için, ‹‹İşte, içinde hile olmayan gerçek bir İsrailli!›› dedi. Natanel, ‹‹Beni nereden tanıyorsun?›› diye sordu. İsa, ‹‹Filipusçağırmadan önce seni incir ağacının altında gördüm›› yanıtını verdi. Natanel, ‹‹Rabbî, sen Tanrı'nın Oğlu'sun, sen İsrail'in Kralı'sın!›› dedi. 50 İsa ona dedi ki, ‹‹Seni incir ağacının altında gördüğümü söylediğim için mi inanıyorsun? Bunlardan daha büyük şeyler göreceksin. Natanel, Filipus’un çağrısı sonrası İsa’yla karşılaştığında şüphesi yok oldu ve İsa’ya Sen Tanrı’nın Oğlu’sun dedi! Bartalmay, Nasıra'yıyargılamak ve onunla alay etmek konusunda hızlı davrandı belki ama İsa yine de onu seçti. İncil’de Yuhanna 21.bölümde son kez ismini görürüz. Balığa çıkan 7 öğrenci arasında ismi geçer. Bu pasajdan öğrendiğimiz kadarıyla Bartalmay Celile kentinden biriydi. İncil’de onunla ilgili çok az bilgi buluruz. Asya’da misyonerlik yaptığı yani Tanrı sözünü duyurup Hristiyan mesajını aktardığı söylenir. YaniTürkiye’de İncil’i duyurmuştur. Arabistan’a ve İran’a gittiği ve İsa’nın sözlerini oralarda duyurduğu aktarılır. Daha sonra Matta’nın yazdığı İncil bölümüyle Hindistan’a gittiği ve müjdeyi orada duyurduğu aktarılır. Havarilerin çoğu gibi Onun da şehit edildiği aktarılır. Ölümüyle ilgili çeşitli söylentiler var. Kilise tarihçisi Eusebius, yüz yıl sonra ünlü İskenderiye filozofu Pantenus’un Hindistan’a yaptığı bir yolculuk sırasında Matta tarafından aktarılan İncil bölümünü bulduğunu yazar. Birçok kaynağa göre Bartalmay Ermenistan’da müjdeyi duyurduğu ve İsa’nın sözlerini vaaz ettiği için çarmıha gerilerek şehit edildiği aktarılır. Bazı aktarımlar daha da korkunçtur. Bartalmay’ın çarmıha gerilip öldürüldükten sonra derisinin yüzüldüğü ve başının kesildiğini aktarır bu kaynaklar. Kimi kaynaklara göre de kırbaçlanarak şehit edilmiştir. Söylediğim gibi birçok teoloğa ve kaynağa göre Bartalmay ile Natanyel aynı kişidir; çünkü İncil’de Bartalmay’ın adının geçtiği yerde Natanyel, Natanyel’in adının geçtiği yerde de Bartalmayadı görülmez. Dolayısıyla bu iki ismin aynı kişi için kullanıldığını söyleyebiliriz. Havarileri tasvir eden birçok sanat eseri ve ikonada da Bartalmay, derisini giymiş bir halde veya derisi yüzülmüş bir şekilde elinde bıçakla yansıtılır. Bu da ölümüyle ilgili bize ipucu verir. Ölümüyle ilgili aktarılan bilgiler farklı olsa dakimsenin bu havarinin yaşlılıktan ya da doğal sebeplerden öldüğünü görmüyoruz. Sonuç olarak bir gerçek var. İsa’yı canından çok sevdi ve inanıp-yaydığı mesaj uğruna şehit edildi.
Yuhanna 1:44 Filipus da Andreas ile Petrus'un kenti olan Beytsayda'dandı. Der. Petrus ve Andreas'la aynı kasabadandı. İsa ona, "Ardımdan gel, beni takip et" dedi. İsa’nın çağrısına itaat eden Filipus aynı zamanda hemen arkadaşı Natanel’e İsa'dan bahsetmeye gitti. Yuhanna 1:45’te Filipus, Natanel'i bularak ona, ‹‹Musa'nın Kutsal Yasa'da hakkında yazdığı, peygamberlerin de sözünü ettiği kişiyi, Yusuf oğlu Nasıralı İsa'yı bulduk›› dedi. Şeklinde okuyoruz. Rab’bi takip etmeye başladı ama aynı zamanda hemen duyurmaya başladı. Yuhanna 6’da İsa’nın beş bin kişiyi doyurduğu büyük mucizesi öncesi Filipus’la diyalogunu okuruz. İsa Filipus’a bu insanları doyurmak için nereden ekmek alalım diye sordu. İncil der ki bu sözü Filipus’u denemek için sordu aslında. Filipus’un cevabından anladığımız kadarıyla iyi hesaplamalar yapıyordu. İsa’ya hemen bu kadar insanı doyurmakla ilgili bir hesap çıkardı. Her birinin bir lokma yiyebilmesi için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez dedi. Bu bir işçinin birkaç aylık maaşına eş değerdi. 14’te İsa’yla bir konuşmasında bize Baba’yı göster dedi. İsa, ‹‹Filipus›› dedi, ‹‹Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, ‹Bize Baba'yı göster› diyorsun? Benim Baba'da, Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. Havari Filipus Asya’da İncil’i vaaz etti ve burada öldürüldü.
Comments
Top Podcasts
The Best New Comedy Podcast Right Now – June 2024The Best News Podcast Right Now – June 2024The Best New Business Podcast Right Now – June 2024The Best New Sports Podcast Right Now – June 2024The Best New True Crime Podcast Right Now – June 2024The Best New Joe Rogan Experience Podcast Right Now – June 20The Best New Dan Bongino Show Podcast Right Now – June 20The Best New Mark Levin Podcast – June 2024
United States