Discover
yarım yamalak

7 Episodes
Reverse
Hiç kimsede sevginin önemsiz olduğuna ilişkin bir kanı yoktur. Onun açlığını çekerler, sinemalarda mutlu ya da mutsuz aşk hikayeleri izlerler, yüzlerce niteliksiz aşk şarkıları dinlerler. Buna rağmen, pek azı sevgiye ilişkin bir şeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür.
Jean Paul Sartre, geçtiğimiz yüzyılın en büyük yazarlarından sayıldı ve “varoluşçuluk”onun ve Albert Camus’nun etrafında şekillendi. Sartre, varoluşçuluğunda insanı daha önce tanımlanmamış olarak görür. En büyük farkı burada başlıyor olsa gerek. İnsan, daha önce tanımlanmadığı için kararlarını kendi verir, seçimlerini kendi yapar. Ne diyor yazarımız: “Varoluş, özden önce gelir.”
Ömer Hayyam doğulu bir düşünce ve şiir adamı olmasına karşın, daha çok batıda gerçek değerini bulmuş. Neden dersiniz? Yunan filozoflarıyla bir yakınlığı, gelenekleri ceviz kabuğu gibi kırıp öze gitmek istediği, başkalarından çok kendini söylediği, dünya ötesini inkar ettiği, bilgin olduğu kadar bilimden kuşkulandığı için mi? Bunu düşüneduralım. Ne mutlu düşündüğünü onun kadar rahat söyleyebilene.
Birisini sevmek sadece güçlü bir duygu değildir, bir düşünce, bir yargı, verilen bir sözdür. Eğer sevgi sadece bir duygu olsaydı, karşılıklı verilen sonsuza kadar sevme sözlerinin hiç bir temeli kalmazdı. Duygu geldiği gibi, gider. İçinde yargı ve düşünce yoksa eğer. onun sonsuza dek süreceğinden nasıl emin olabiliriz?
Jean Paul Sartre, geçtiğimiz yüzyılın en büyük yazarlarından sayıldı ve “varoluşçuluk”onun ve Albert Camus’nun etrafında şekillendi. Sartre, varoluşçuluğunda insanı dahaönce tanımlanmamış olarak görür. En büyük farkı burada başlıyor olsa gerek. İnsan,daha önce tanımlanmadığı için kararlarını kendi verir, seçimlerini kendi yapar. Nediyor yazarımız: “Varoluş, özden önce gelir.”
Jean Paul Sartre, geçtiğimiz yüzyılın en büyük yazarlarından sayıldı ve “varoluşçuluk”onun ve Albert Camus’nun etrafında şekillendi. Sartre, varoluşçuluğunda insanı dahaönce tanımlanmamış olarak görür. En büyük farkı burada başlıyor olsa gerek. İnsan,daha önce tanımlanmadığı için kararlarını kendi verir, seçimlerini kendi yapar. Nediyor yazarımız: “Varoluş, özden önce gelir.”
Ömer Hayyam doğulu bir düşünce ve şiir adamı olmasına karşın, daha çok batıda gerçek değerini bulmuş. Neden dersiniz? Yunan filozoflarıyla bir yakınlığı, gelenekleri ceviz kabuğu gibi kırıp öze gitmek istediği, başkalarından çok kendini söylediği, dünya ötesini inkar ettiği, bilgin olduğu kadar bilimden kuşkulandığı için mi? Bunu düşüneduralım. Ne mutlu düşündüğünü onun kadar rahat söyleyebilene.
Comments