İSLAM MEDENİYETİNDE TEKKE-06 EKİM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
Description
Dinin esaslarını öğrenmek iman, ibadet ve ahlâkın ana ilkelerini kavramak, abdest, namaz gibi dinî pratiklerin uygulamasını yapmak, kısaca farzları ve haramları tanımak zorunludur. Her müslüman bunları ergenlik çağına eriştiğinde öğrenmeli ve uygulayabilmelidir. Tekke eğitimi (tasavvufi eğitim) ise bu safhalardan sonra başlayan bir eğitim olup tabiri caizse zorunlu değil, seçmelidir. Ancak, belli bir yaşa geldiği halde, yukarıda sıralanan temel ilkeleri öğrenemeyen müridlere bu esaslar öğretilir, daha sonra tasavvufi derse geçilir. Dinin “olmazsa olmaz”ları bellidir. Bunlara dikkat ederek yürüyen bir müslüman hedeflediği noktaya ulaşabilir. Fakat söz konusu yolculuğu tasavvufî bir neşve ile yapmak isteyenlerin bir şey daha yapması gerekir: Bu yolda kendisine rehber olacak bir şahsı bulmak ve onunla yürümek. Yani tasavvufî yol, kendimizin icad ettiği usullerle veya kitaplar okuyarak, belgeseller seyrederek kat edilebilecek bir yol değildir.
Tarikatte eve yakın olan tekkeye veya aile fertlerinin mensup olduğu şeyh efendiye bağlanmak diye bir esas yoktur. Aksine kişi kendisi araştıracak, tanışacak, görüşecek sonra karar verecektir. Çünkü bu eğitim bir gönül alışverişi olduğu için mizaç ve tabiatların uyumu da önemlidir. Mürşid müridlerle tek tek ilgilenir. Ruhî yapılarına ve kültürel düzeylerine göre, kendilerine “vazife” verir, onları takip eder. Umuma yönelik yapılan sohbette genel ilkeler anlatılır. Tek tek görüşmelerde ise müride daha çok eksik ve kusurları ile yanlış davranışları hatırlatılır, tashihi istenir. Müridlerin çok kalabalık olması, mürşidlerin istemediği bir şeydir. Bunun iki tehlikesi vardır: Birincisi tek tek ilgilenmenin zorlaşması, ikincisi ise şöhrettir. Yani müridi çok olan mürşidin meşhur olması. “Şöhret afettir” ifadesi tekke muhitlerinde çok yaygındır. Tekke eğitiminde “baş başa” esas olmakla beraber belli bir seviyeye gelen mürid bazen mektuplarla da eğitilebilir.
(Prof. Mustafa Kara, Zuhur Dergisi)