DiscoverLem'alar Mecmuası(131) 26. Lem'a/11, Sh 268 | 14. Reca/2 | 4-6. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye | Ölüm firâk değil visâldir
(131) 26. Lem'a/11, Sh 268 | 14. Reca/2 | 4-6. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye | Ölüm firâk değil visâldir

(131) 26. Lem'a/11, Sh 268 | 14. Reca/2 | 4-6. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye | Ölüm firâk değil visâldir

Update: 2025-12-18
Share

Description

Dördüncü Mertebe-i Nûriye-i Hasbiye: Bir vakit ihtiyârlık, gurbet, hastalık, mağlûbiyet gibi vücûdumu sarsan ârızalar, bir gaflet zamanıma rast gelip, şiddetle alâkadâr ve meftun olduğum vücûdumu, belki mahlûkātın vücûdlarını ademe gidiyorlar diyeSayfa 269elîm bir endişe verirken, yine bu âyet-i hasbiyeye mürâcaat ettim. Dedi: “Ma‘nâma dikkat et ve îmân dürbünüyle bak!” Ben de baktım ve îmân gözüyle gördüm ki, bu zerrecik vücûdum, her mü’minin vücûdu gibi hadsiz bir vücûdun aynası, ve nihâyetsiz bir inbisât ile hadsiz vücûdları kazanmaya bir vesîle ve kendinden daha kıymetdar, bâkî müteaddid vücûdları meyve veren bir kelime-i hikmet olduğunu.. ve mensubiyet cihetiyle bir an yaşaması, ebedî bir vücûd kadar kıymetdar olduğunu, ilmelyakîn ile bildim. Çünkü şuûr-u îmân ile bu vücûdum Vâcibü’l-Vücûd’un eseri ve san‘atı ve cilvesi olduğunu anlamakla, vahşi evhâmdan ve hadsiz firâklardan ve hadsiz mufârakat ve firâkların elemlerinden kurtulup mevcûdâta, hususan zîhayatlara taalluk eden ef‘âl ve esmâ-yı İlâhiye adedince uhuvvet râbıtalarıyla, münâsebet peydâ eylediğim bütün sevdiğim mevcûdâta, muvakkat bir firâk içinde dâimî bir visâl var olduğunu bildim. İşte îmân ile ve îmândaki intisâb ile, her mü’min gibi, bu vücûdum dahi hadsiz vücûdların firâksız envârını kazanır. Kendi gitse de onlar arkada kaldığından, kendisi kalmış gibi memnun olur. Hulâsa: Ölüm firâk değildir, bir visâldir, bir tebdîl-i mekândır, bâkî bir meyveyi sünbül vermektir.Beşinci Mertebe-i Nûriye-i Hasbiye: Yine bir vakit, hayatım çok ağır şerâit ile sarsıldı. Ve nazar-ı dikkatimi ömre ve hayata çevirdi. Gördüm ki, ömrüm koşarak gidiyor. Âhirete yakınlaşmış. Hayatım dahi tazyîkāt altında sönmeye yüz tutmuş. Halbuki Hayy ismine dâir risâlede îzâh edilen hayatın mühim vazîfeleri ve büyük meziyetleri ve kıymetdar fâideleri, böyle çabuk sönmeye değil, belki uzun yaşamaya lâyıktır diye müteellimâne düşündüm. Yine üstâdım olan حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ âyetine mürâcaat ettim. Dedi ki: “Sana hayatı veren Hayy-ı Kayyûm’a göre hayata bak!” Ben de baktım, gördüm ki, hayatımın bana bakması bir ise, Zât-ı Hayy-ı Kayyûm’a bakması yüzdür. Ve bana âit neticesi bir ise, Hâlikıma âit bindir. Şu halde marzî-i İlâhî dâiresinde bir an yaşaması kâfîdir, uzun zaman istemez. Bu hakîkat, dört mes’ele ile beyân ediliyor. Ölü olmayanlar veyahut diri olmak isteyenler, hayatın mâhiyetini ve hakîkatini ve hakîkî hukukunu o dört mes’ele içinde arasınlar, bulsunlar ve dirilsinler. Hulâsası şudur ki: Hayat, Zât-ı Hayy-ı Kayyûm’a baktıkça ve îmân dahi hayata hayat ve ruh oldukça bekā bulur. Hem bâkî meyveler verir, hem öyle yükselir ki, sermediyet cilvesini alır. Daha ömrün kısalığına ve uzunluğuna bakılmaz.Altıncı Mertebe-i Nûriye-i Hasbiye: Mufârakat-i umûmiye hengâmında olan ve harâb-ı dünyâdan haber veren âhirzaman hâdisâtı içindeSayfa 270mufârakat-i husûsiyemi ihtâr eden ihtiyârlık ve âhir ömrümde bir hassâsiyet-i fevkalâde ile fıtratımdaki cemâlperestlik ve güzellik sevdâsı ve kemâlâta meftuniyet hisleri inkişâf ettikleri bir zamanda, dâimî tahrîbâtçı olan zevâl ve fenâ ve mütemâdî tefrîk edici olan mevt ve adem, dehşetli bir sûrette bu güzel dünyayı ve bu güzel mahlûkātı hırpaladığını ve parça parça edip güzelliklerini bozduğunu fevkalâde bir şuûr ve teessür ile gördüm. Fıtratımdaki aşk-ı mecâzî, bu hâle karşı şiddetli galeyân ve isyan ettiği zamanda, bir medâr-ı teselli bulmak için yine bu âyet-i hasbiyeye mürâcaat ettim. Dedi: “Beni oku ve dikkatle ma‘nâma bak!”Ben de Sûre-i Nûr’daki اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ ilâ âhirihî âyetinin rasadhânesine girip, îmânın dürbünüyle bu âyet-i hasbiyenin en uzak tabakalarına ve şuûr-u îmânî hurdebîniyle en ince esrârına baktım, gördüm. Nasıl ki aynalar, şişeler ve şeffaf şeyler, hatta kabarcıklar, güneş ziyâsının gizli ve çeşit çeşit cemâlini ve o ziyânın elvân-ı seb‘a denilen yedi renginin mütenevvi‘ güzelliklerini gösteriyorlar. Ve teceddüd ve taharrükleriyle ve ayrı ayrı kābiliyetleriyle...

Comments 
In Channel
loading
00:00
00:00
x

0.5x

0.8x

1.0x

1.25x

1.5x

2.0x

3.0x

Sleep Timer

Off

End of Episode

5 Minutes

10 Minutes

15 Minutes

30 Minutes

45 Minutes

60 Minutes

120 Minutes

(131) 26. Lem'a/11, Sh 268 | 14. Reca/2 | 4-6. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye | Ölüm firâk değil visâldir

(131) 26. Lem'a/11, Sh 268 | 14. Reca/2 | 4-6. Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye | Ölüm firâk değil visâldir

Av. Ali Kurt