Cappadocia Dreams: Balloons, Patience, and Captured Sunrises
Update: 2025-12-05
Description
Fluent Fiction - Turkish: Cappadocia Dreams: Balloons, Patience, and Captured Sunrises
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-05-08-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: Serkan, Ayşe ve Emre, kışın serin sabahında Cappadocia'ya doğru yola çıktılar.
En: Serkan, Ayşe and Emre set off towards Cappadocia on a cool winter morning.
Tr: Serkan'ın içinde büyük bir heyecan vardı.
En: Serkan was filled with great excitement.
Tr: Daha önce hiç sıcak hava balonuna binmemişti.
En: He had never ridden in a hot air balloon before.
Tr: Gökyüzünde süzülen balonlardan birinde, güneşin ilk ışıklarıyla çevrenin büyüleyici manzarasını çekmeyi hayal ediyordu.
En: He dreamed of capturing the enchanting landscape with the first rays of the sun from one of the balloons gliding through the sky.
Tr: Cappadocia'nın peribacaları ve dalgalı tepeleri; her zamanki gibi büyüleyici ve eşsizdi.
En: Cappadocia's fairy chimneys and rolling hills were, as always, mesmerizing and unique.
Tr: Kış havası hafif soğuktu, ama bu, manzaraya keskin bir güzellik katıyordu.
En: The winter air was slightly cold, but it added a sharp beauty to the scenery.
Tr: Balonlar, gökyüzünde renkli birer nokta gibi görünüyordu.
En: The balloons appeared like colorful dots in the sky.
Tr: Serkan hayalini gerçekleştirmek için sabırsızlanıyordu.
En: Serkan was eager to fulfill his dream.
Tr: Ayşe ile Emre ise Serkan'ın heyecanını paylaşıyordu.
En: Ayşe and Emre shared Serkan's excitement.
Tr: İkisi de daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamamıştı.
En: Neither of them had ever experienced anything like this before.
Tr: Hep birlikte balonun kalkacağı meydana geldiler ve rehberlerinden bilgi almaya başladılar.
En: Together, they arrived at the field where the balloon would take off and began to receive information from their guide.
Tr: Ancak bir sorun vardı.
En: However, there was a problem.
Tr: Hava beklenmedik bir şekilde soğumuş ve rüzgar hızlanmıştı.
En: The weather had unexpectedly turned colder, and the wind had picked up.
Tr: Uçuş güvenliği için balonların kalkışı ertelenmişti.
En: For flight safety, the balloon launches were postponed.
Tr: Serkan için bu haber büyük bir hayal kırıklığıydı.
En: This news was a great disappointment for Serkan.
Tr: Rehber, havanın birkaç saat içinde düzelebileceğini söyledi.
En: The guide said the weather might improve in a few hours.
Tr: Serkan, beklemeye ve Müze'yi ziyaret etmeye karar verdi.
En: Serkan decided to wait and visit the Müze.
Tr: Kafasında şu fikir vardı: "Beklemek belki işime yarar."
En: He had this thought in mind: "Maybe waiting will pay off."
Tr: Ayşe ve Emre, Serkan'a katıldılar.
En: Ayşe and Emre joined Serkan.
Tr: Hep birlikte tarihi yerleri gezdiler ve fotoğraflar çektiler.
En: Together, they toured the historical sites and took photos.
Tr: Saatler geçti, ve sonunda, hava durumu düzeldi.
En: Hours passed, and finally, the weather cleared up.
Tr: Gün doğarken balonların kalkmasına izin verildi.
En: At dawn, permission was granted for the balloons to take off.
Tr: Serkan'ın kalbi umutla doluydu.
En: Serkan's heart was filled with hope.
Tr: Balona bindiğinde, güneş ufuktan doğuyordu.
En: As he boarded the balloon, the sun was rising over the horizon.
Tr: Gökyüzü, turuncu ve pembe tonlarına bürünmüştü.
En: The sky was adorned with shades of orange and pink.
Tr: Serkan, kameralarına sarıldı ve nefes kesici bir kare yakaladı.
En: Serkan grabbed his cameras and captured a breathtaking shot.
Tr: O an, Serkan yalnızca fotoğraf çekmiyordu, aynı zamanda sabır ve ümidin güzellikleri getirdiğini fark etti.
En: In that moment, Serkan was not only taking photographs but also realizing that patience and hope bring beauty.
Tr: O gün, Serkan, Ayşe ve Emre, beklemeye değer olan bu anı birlikte paylaştılar.
En: That day, Serkan, Ayşe, and Emre shared this moment that was worth the wait.
Tr: Balon, gökyüzünde yükselirken, Serkan'ın gönlünde derin bir huzur vardı.
En: As the balloon ascended into the sky, Serkan felt a deep peace in his heart.
Tr: dromen gerçekleştiren bu yolculuk, unutulmazdı.
En: This journey, which fulfilled dreams, was unforgettable.
Vocabulary Words:
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-05-08-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: Serkan, Ayşe ve Emre, kışın serin sabahında Cappadocia'ya doğru yola çıktılar.
En: Serkan, Ayşe and Emre set off towards Cappadocia on a cool winter morning.
Tr: Serkan'ın içinde büyük bir heyecan vardı.
En: Serkan was filled with great excitement.
Tr: Daha önce hiç sıcak hava balonuna binmemişti.
En: He had never ridden in a hot air balloon before.
Tr: Gökyüzünde süzülen balonlardan birinde, güneşin ilk ışıklarıyla çevrenin büyüleyici manzarasını çekmeyi hayal ediyordu.
En: He dreamed of capturing the enchanting landscape with the first rays of the sun from one of the balloons gliding through the sky.
Tr: Cappadocia'nın peribacaları ve dalgalı tepeleri; her zamanki gibi büyüleyici ve eşsizdi.
En: Cappadocia's fairy chimneys and rolling hills were, as always, mesmerizing and unique.
Tr: Kış havası hafif soğuktu, ama bu, manzaraya keskin bir güzellik katıyordu.
En: The winter air was slightly cold, but it added a sharp beauty to the scenery.
Tr: Balonlar, gökyüzünde renkli birer nokta gibi görünüyordu.
En: The balloons appeared like colorful dots in the sky.
Tr: Serkan hayalini gerçekleştirmek için sabırsızlanıyordu.
En: Serkan was eager to fulfill his dream.
Tr: Ayşe ile Emre ise Serkan'ın heyecanını paylaşıyordu.
En: Ayşe and Emre shared Serkan's excitement.
Tr: İkisi de daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamamıştı.
En: Neither of them had ever experienced anything like this before.
Tr: Hep birlikte balonun kalkacağı meydana geldiler ve rehberlerinden bilgi almaya başladılar.
En: Together, they arrived at the field where the balloon would take off and began to receive information from their guide.
Tr: Ancak bir sorun vardı.
En: However, there was a problem.
Tr: Hava beklenmedik bir şekilde soğumuş ve rüzgar hızlanmıştı.
En: The weather had unexpectedly turned colder, and the wind had picked up.
Tr: Uçuş güvenliği için balonların kalkışı ertelenmişti.
En: For flight safety, the balloon launches were postponed.
Tr: Serkan için bu haber büyük bir hayal kırıklığıydı.
En: This news was a great disappointment for Serkan.
Tr: Rehber, havanın birkaç saat içinde düzelebileceğini söyledi.
En: The guide said the weather might improve in a few hours.
Tr: Serkan, beklemeye ve Müze'yi ziyaret etmeye karar verdi.
En: Serkan decided to wait and visit the Müze.
Tr: Kafasında şu fikir vardı: "Beklemek belki işime yarar."
En: He had this thought in mind: "Maybe waiting will pay off."
Tr: Ayşe ve Emre, Serkan'a katıldılar.
En: Ayşe and Emre joined Serkan.
Tr: Hep birlikte tarihi yerleri gezdiler ve fotoğraflar çektiler.
En: Together, they toured the historical sites and took photos.
Tr: Saatler geçti, ve sonunda, hava durumu düzeldi.
En: Hours passed, and finally, the weather cleared up.
Tr: Gün doğarken balonların kalkmasına izin verildi.
En: At dawn, permission was granted for the balloons to take off.
Tr: Serkan'ın kalbi umutla doluydu.
En: Serkan's heart was filled with hope.
Tr: Balona bindiğinde, güneş ufuktan doğuyordu.
En: As he boarded the balloon, the sun was rising over the horizon.
Tr: Gökyüzü, turuncu ve pembe tonlarına bürünmüştü.
En: The sky was adorned with shades of orange and pink.
Tr: Serkan, kameralarına sarıldı ve nefes kesici bir kare yakaladı.
En: Serkan grabbed his cameras and captured a breathtaking shot.
Tr: O an, Serkan yalnızca fotoğraf çekmiyordu, aynı zamanda sabır ve ümidin güzellikleri getirdiğini fark etti.
En: In that moment, Serkan was not only taking photographs but also realizing that patience and hope bring beauty.
Tr: O gün, Serkan, Ayşe ve Emre, beklemeye değer olan bu anı birlikte paylaştılar.
En: That day, Serkan, Ayşe, and Emre shared this moment that was worth the wait.
Tr: Balon, gökyüzünde yükselirken, Serkan'ın gönlünde derin bir huzur vardı.
En: As the balloon ascended into the sky, Serkan felt a deep peace in his heart.
Tr: dromen gerçekleştiren bu yolculuk, unutulmazdı.
En: This journey, which fulfilled dreams, was unforgettable.
Vocabulary Words:
- set off: yola çıktılar
- excitement: heyecan
- enchanted: büyüleyici
- gliding: süzülen
- mesmerizing: büyüleyici
- scenery: manzara
- fulfill: gerçekleştirmek
- launches: kalkış
- postponed: ertelenmiş
- disappointment: hayal kırıklığı
- safety: güvenlik
- improve: düzelebilir
- permission: izin
- granted: verildi
- horizon: ufuk
- adorned: bürünmüştü
- breathtaking: nefes kesici
- patience: sabır
- hope: umut
- peace: huzur
- unforgettable: unutulmaz
- unique: eşsiz
- unexpectedly: beklenmedik
- historical: tarihi
- tour: gezmek
- captured: yakaladı
- patience: sabır
- moment: an
- ascended: yükseldi
- deep: derin
Comments
In Channel




