DiscoverZihin Karmaşası- Söyleyecek Bir Şeyim VarHepimizin İçinde Bir Afrika Var (Bölüm 3)- Sözün Ötesindeki Bilgelik: Yazılı Olmayan Felsefenin Gücü
Hepimizin İçinde Bir Afrika Var (Bölüm 3)- Sözün Ötesindeki Bilgelik: Yazılı Olmayan Felsefenin Gücü

Hepimizin İçinde Bir Afrika Var (Bölüm 3)- Sözün Ötesindeki Bilgelik: Yazılı Olmayan Felsefenin Gücü

Update: 2025-11-23
Share

Description

Bir coğrafya içinde yaşayanların yaşam tarzı ve deneyimleri bir kültürü oluşturur. Yaşadıkları toprağa ve iklimine uyum gösteren davranışları ve duyguları geliştirirler. Eğer bir söz, atasözü olarak kabul görüyorsa içinde yanılmadıkları bir gerçeklik yattığı içindir.


Afrika hangi tarafından bakarsanız farklı renkler göreceğiniz bir mozaiktir. Çok parçalı yapısı ve inançlarının farklı olması, batılı bir insana dezavantaj gibi görünebilir. Ancak dünya maneviyatına da büyük bir zenginlik katar.


Wole Soyinka'nın "Afrika'ya Dair" kitabında bahsettiği gibi, Batı’dan gelen tekçi inanç sistemleri (İslam ve Hıristiyanlık) diğer inançlara eşit saygıyı ve hoşgörüyü göstermez. Ancak Batı'nın bu tutumu, tüm inançlara eşit uzaklıktaki görünmez Afrika maneviyatının da değerini ortaya çıkarır. Bu, çokluğun gücüne vurgu yapan en önemli kavram, Tutuların "insanlık bağı" olarak bahsettikleri Ubuntu'dur. (I am because we are)


Kutsal kitaplarda "Birbirinizi sevin" öğretisi, Afrika'nın Ubuntusunun yansımasıdır. Ubuntu, kutsal kitaplar yokken de Afrika'da canlı bir kavramdı.


Afrika maneviyatının, yayılma veya dünyayı fethetme gibi bir iddiası yoktur. Bu anlamda inancın doğasını kavrayan bir yapıya sahiptir. Bu özellik onu diğer dinler karşısında pasif değil katılımcı, zayıf değil dirençli kılmıştır. İslam ve Hıristiyanlık Afrika üzerinde etkili olsa da, bu çoğulcu ve esnek maneviyat karşısında 'Afrikalılaştıkları' bir gerçektir.


Bir Afrikalı, iradesi üzerinde doğanın etkin gücünü kabul eder. Açıklayamadığı bir olayı da doğanın o gücünü yönettiğine inandığı bir tanrı yaratarak kapatırlar.


Ne var ki, büyük dinler Afrika maneviyatını eleştirirken biraz ölçüyü kaçırıyor. Düşüncelerini kendi dogmalarının yönlendirmesine izin verenler, Afrika'nın geleneksel dinlerini ilkel olarak tanımlıyorlar. Oysa Afrikalı, put kabul edilen nesnenin ağacını Tanrı'nın verdiğini bilir. O ağaç sadece bir araçtır. Bir Katolik haç aracılığıyla, bir Müslüman Kâbe'yi tavaf ederek, bir Afrikalı da Tanrı'nın ona verdiği ağacı kullanarak onunla iletişim kurar.


Batı'nın sorunu, farklılıklara saygı gösterdiğini söyleyen dinlerin bile, düzeni kendi gözüyle ve anlayışına uygun bulmayınca rahatsız olmasıyla alakalıdır.


Bu bölümde göz ardı edilen zengin Afrika felsefesini konuşuyoruz.


Sohbeti daha detaylı olarak Monolog'da okuyabilir veya YouTube kanalımdan alt yazılı izleyebilirsiniz.


İyi Pazarlar..


Comments 
In Channel
loading
00:00
00:00
x

0.5x

0.8x

1.0x

1.25x

1.5x

2.0x

3.0x

Sleep Timer

Off

End of Episode

5 Minutes

10 Minutes

15 Minutes

30 Minutes

45 Minutes

60 Minutes

120 Minutes

Hepimizin İçinde Bir Afrika Var (Bölüm 3)- Sözün Ötesindeki Bilgelik: Yazılı Olmayan Felsefenin Gücü

Hepimizin İçinde Bir Afrika Var (Bölüm 3)- Sözün Ötesindeki Bilgelik: Yazılı Olmayan Felsefenin Gücü

Hakan Tanar