1326 - İkrah Nedir Hangi Durumlarda Geçerlidir? - Necati Koçkesen
Update: 2025-09-11
Description
Ayrıntılı doküman için:
https://docs.google.com/document/d/1NznpYFAtn2nqWxvPqWjBEyDg9aok8kyd/edit?usp=sharing&ouid=105858756449414043994&rtpof=true&sd=true
İKRAH (ZORLAMA)
Tarifi: İkrahın lügat manası; bir kimseyi İstemediği bir sözü söylemeye veya bir işi yapmaya zorlamaktır. Istılahı manası ise; Bir kimseyi korkutmak veya tehdit etmek suretiyle rızası olmaksızın bir sözü söylemeye veya bir işi yapmaya haksız yere zorlamaktır.
İkrahın Kısımları:
İkrah tehdit edilen cezanın kişiye fiilen uygulanmış veya uygulanmamış ol¬ması bakımından, maddi ikrah ve manevi ikrah diye iki kısma ayrılmaktadır.
1. Maddi İkrah:
Bu kısımda, tehdit edilen kişinin dövülmesi, boğazının sıkılması, bacağının bükülmesi gibi, bir kısım işkencelerin fiilen yapılmış olması gereklidir. Sadece tehdit etmek, maddi İkrah değildir,
2. Manevi İkrah:
Bu kısımda ise, mecbur edilen kişiye sadece tehdit yapılır. Fiilen işkence görmüş olması şart değildir.
Fıkıh alimleri, ruhsata sebeb olacak ikrahın hangisi olması gerektiği hususunda iki kısma ayrılmışlardır:
a. İmam Ebu Hanife, Şafii ve Malik'e göre manevi ikrah ruhsatın tahakkuku için yeterlidir. Bunlara göre ruhsata neden olacak ikrahın gerçekleşmesi için bir kısım işkencelerin fiilen yapılması şart değildir. Bunlar görüşleri¬ni şu delillere dayandırmışlardır:
Umumiyetle zorlamalar, "seni öldürürüm", "sana sopa atarım", "sana işkence ederim" şeklindeki tehditlerle yapılır. Fiilen yapılıp bitmiş olan işkenceler ise, artık kaçınmayı gerektirmeyen ve korku kaynağı olmaktan çıkan şeylerdir. Zira sıkıştırılan kişiyi korkuya salan asıl sebeb, derhal yapılacağı bildirilen bir kısım tehditlerdir. İşte bunun içindir ki, tehdit edilen kişinin, tehlikelerden kurtulması için bazı yasaklan İşlemesine ruhsat verilmiştir. Tehlikeleri atlatan bir insanın artık böyle bir hakkı yoktur.
Kendisine fiilen işkence yapılan kişi, kendisinden istenileni yapmadığı taktirde yeniden işkencelere maruz kalacağına zannı galiple kanaat getirirse veya böyle bir tehditle karşı karşıya kalırsa, bu da hiç işkence görmemiş olan ve sadece tehdit edilen insan gibi, ikrahdan kaynaklanan ruhsatlardan istifade edebilir.
b. İmam Ahmed bin Hanbel'den ise, iki görüş rivayet edilmektedir: Birinci görüşe göre, ruhsata yol açacak ikrah maddi ikrahtır. İkinci görüşe göre ise, manevi ikrahın da yeterli olacağı şeklindedir. Daha sonra da izah edileceği gibi, Hanbeli mezhebi alimlerinden olan İbni Kudame bu son görüşü tercih etmektedir.
Güncel Konular
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjo1dsXexTa1dg06ZdTr8RuT
Ehli Sünnet Akaidi
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjqEMFoCzH9ryXXvAlY0iZhA
İlm-i Hâl Dersleri
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjo0ws8PpqZprQkiZ37jwyfc
https://docs.google.com/document/d/1NznpYFAtn2nqWxvPqWjBEyDg9aok8kyd/edit?usp=sharing&ouid=105858756449414043994&rtpof=true&sd=true
İKRAH (ZORLAMA)
Tarifi: İkrahın lügat manası; bir kimseyi İstemediği bir sözü söylemeye veya bir işi yapmaya zorlamaktır. Istılahı manası ise; Bir kimseyi korkutmak veya tehdit etmek suretiyle rızası olmaksızın bir sözü söylemeye veya bir işi yapmaya haksız yere zorlamaktır.
İkrahın Kısımları:
İkrah tehdit edilen cezanın kişiye fiilen uygulanmış veya uygulanmamış ol¬ması bakımından, maddi ikrah ve manevi ikrah diye iki kısma ayrılmaktadır.
1. Maddi İkrah:
Bu kısımda, tehdit edilen kişinin dövülmesi, boğazının sıkılması, bacağının bükülmesi gibi, bir kısım işkencelerin fiilen yapılmış olması gereklidir. Sadece tehdit etmek, maddi İkrah değildir,
2. Manevi İkrah:
Bu kısımda ise, mecbur edilen kişiye sadece tehdit yapılır. Fiilen işkence görmüş olması şart değildir.
Fıkıh alimleri, ruhsata sebeb olacak ikrahın hangisi olması gerektiği hususunda iki kısma ayrılmışlardır:
a. İmam Ebu Hanife, Şafii ve Malik'e göre manevi ikrah ruhsatın tahakkuku için yeterlidir. Bunlara göre ruhsata neden olacak ikrahın gerçekleşmesi için bir kısım işkencelerin fiilen yapılması şart değildir. Bunlar görüşleri¬ni şu delillere dayandırmışlardır:
Umumiyetle zorlamalar, "seni öldürürüm", "sana sopa atarım", "sana işkence ederim" şeklindeki tehditlerle yapılır. Fiilen yapılıp bitmiş olan işkenceler ise, artık kaçınmayı gerektirmeyen ve korku kaynağı olmaktan çıkan şeylerdir. Zira sıkıştırılan kişiyi korkuya salan asıl sebeb, derhal yapılacağı bildirilen bir kısım tehditlerdir. İşte bunun içindir ki, tehdit edilen kişinin, tehlikelerden kurtulması için bazı yasaklan İşlemesine ruhsat verilmiştir. Tehlikeleri atlatan bir insanın artık böyle bir hakkı yoktur.
Kendisine fiilen işkence yapılan kişi, kendisinden istenileni yapmadığı taktirde yeniden işkencelere maruz kalacağına zannı galiple kanaat getirirse veya böyle bir tehditle karşı karşıya kalırsa, bu da hiç işkence görmemiş olan ve sadece tehdit edilen insan gibi, ikrahdan kaynaklanan ruhsatlardan istifade edebilir.
b. İmam Ahmed bin Hanbel'den ise, iki görüş rivayet edilmektedir: Birinci görüşe göre, ruhsata yol açacak ikrah maddi ikrahtır. İkinci görüşe göre ise, manevi ikrahın da yeterli olacağı şeklindedir. Daha sonra da izah edileceği gibi, Hanbeli mezhebi alimlerinden olan İbni Kudame bu son görüşü tercih etmektedir.
Güncel Konular
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjo1dsXexTa1dg06ZdTr8RuT
Ehli Sünnet Akaidi
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjqEMFoCzH9ryXXvAlY0iZhA
İlm-i Hâl Dersleri
https://www.youtube.com/playlist?list=PLw_dec0EVOjo0ws8PpqZprQkiZ37jwyfc
Comments
In Channel