1348 - Kur'an'a Saygı Göstermek - Cuma Hutbesi - Necati Koçkesen
Update: 2025-10-03
Description
“Kim Allah’ın kitabından bir âyet dinlerse, ona kat kat sevap verilir. Kim de onu okursa o, kıyamet gününde o kimse için nur olur.” (C. Sağir: 8425)
İbn-i Abbas’tan rivayetle “Kim Allah’ın Kitab’ından bir âyet dinlerse o, ona nur olur.”
“Kur’an okuyana bir sevap, dinleyene iki sevap vardır.” buyurulmuştur.
Abdullah bin Mesud -radiyallahu anh- buyurmuştur ki:
“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bana hitaben, ’Bana Kur’an oku” buyurdu. Ben de Ona, ‘Kur’an sana indirildiği halde onu ben mi sana okuyacağım?’ dedim. Peygamber ‘Şüphesiz ben Kur’an’ı başkasından dinlemeyi severim’ buyurdu. Ben de kendisine Nisâ sûresini okumaya başladım. "Her ümmetten birer şahit, onlara da seni şahit getirdiğimiz zaman nice olur.’ âyetine geldiğimde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bana, ‘Yeter, dur’ buyurdu. O sırada gördüm ki, Peygamber’in gözlerinden yaşlar akıyordu.”
Okunan Kur’an-ı kerim’ler insanlardan başka Cinler ve Melekler tarafından da dinlenir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde:
“Resul’üm! Hani Kur’an dinlesinler diye sana cinlerden bir tâife yöneltmiştik. Hazır olunca birbirlerine: ‘Susun!’ demişlerdi. Kur’an’ın okunması bitince, her biri birer uyarıcı olarak kavimlerine dönmüşlerdi.” (Ahkaf: 29)
“Gerçekten biz hayranlık veren çok hoş Kur’an dinledik.” buyurarak Kur’an okunduğu zaman cinlerin dinlediğini bildirmiştir. (Cin: 1)
Bir keresinde Üseyd bin Hudayr gece vakti Bakara sûresini okuyordu. Atı da yanında bağlıydı. Kur’an okurken birden at huysuzlaştı. Üseyd sustu. O susunca at da sakinleşti. Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine huysuzlaştı, susunca at yine sakinleşti. Üseyd yine okumaya başlayınca at yine huysuzlaştı. Üseyd okumaktan vazgeçmişti.
Çünkü Üseyd’in oğlu Yahya ata yakın bir yerde yatıyordu. Atın çocuğa zarar vermemesi için çocuğu geri çekti. Bu esnada başını çevirip gökyüzüne baktığında, beyaz bulut gölgesine benzer beyaz bir sis içinde kandil gibi birşeylerin parlamakta olduğunu gördü. Sonunda göremez oldu. Sabah olunca durumu Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e anlattı. O da bunların melek olduğunu söyledi ve şöyle buyurdu:
“Senin Kur’an okuyuş sesine yaklaşmışlardı. Eğer okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerler ve sabah insanlar onları görürlerdi.” (Buhâri)
Kur’an okumak Cenâb-ı Allah’ın biz insanlara bahşettiği çok büyük bir lütuftur, bunu meleklere bile vermemiş, bu sebebledir ki melekler kelamullahı dinlemeyi çok sever ve Kur’an meclislerine semadan inerler. Kur’an-ı kerim’i tane tane, anlaşılır, usûl ve kâidelerine uyarak sesli bir şekilde okumak gerekir ki “yalnız olmadığımız için” o esnada bizi kimlerin dinlediğini bilemeyiz.
İbn-i Abbas’tan rivayetle “Kim Allah’ın Kitab’ından bir âyet dinlerse o, ona nur olur.”
“Kur’an okuyana bir sevap, dinleyene iki sevap vardır.” buyurulmuştur.
Abdullah bin Mesud -radiyallahu anh- buyurmuştur ki:
“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bana hitaben, ’Bana Kur’an oku” buyurdu. Ben de Ona, ‘Kur’an sana indirildiği halde onu ben mi sana okuyacağım?’ dedim. Peygamber ‘Şüphesiz ben Kur’an’ı başkasından dinlemeyi severim’ buyurdu. Ben de kendisine Nisâ sûresini okumaya başladım. "Her ümmetten birer şahit, onlara da seni şahit getirdiğimiz zaman nice olur.’ âyetine geldiğimde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bana, ‘Yeter, dur’ buyurdu. O sırada gördüm ki, Peygamber’in gözlerinden yaşlar akıyordu.”
Okunan Kur’an-ı kerim’ler insanlardan başka Cinler ve Melekler tarafından da dinlenir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde:
“Resul’üm! Hani Kur’an dinlesinler diye sana cinlerden bir tâife yöneltmiştik. Hazır olunca birbirlerine: ‘Susun!’ demişlerdi. Kur’an’ın okunması bitince, her biri birer uyarıcı olarak kavimlerine dönmüşlerdi.” (Ahkaf: 29)
“Gerçekten biz hayranlık veren çok hoş Kur’an dinledik.” buyurarak Kur’an okunduğu zaman cinlerin dinlediğini bildirmiştir. (Cin: 1)
Bir keresinde Üseyd bin Hudayr gece vakti Bakara sûresini okuyordu. Atı da yanında bağlıydı. Kur’an okurken birden at huysuzlaştı. Üseyd sustu. O susunca at da sakinleşti. Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yine huysuzlaştı, susunca at yine sakinleşti. Üseyd yine okumaya başlayınca at yine huysuzlaştı. Üseyd okumaktan vazgeçmişti.
Çünkü Üseyd’in oğlu Yahya ata yakın bir yerde yatıyordu. Atın çocuğa zarar vermemesi için çocuğu geri çekti. Bu esnada başını çevirip gökyüzüne baktığında, beyaz bulut gölgesine benzer beyaz bir sis içinde kandil gibi birşeylerin parlamakta olduğunu gördü. Sonunda göremez oldu. Sabah olunca durumu Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e anlattı. O da bunların melek olduğunu söyledi ve şöyle buyurdu:
“Senin Kur’an okuyuş sesine yaklaşmışlardı. Eğer okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerler ve sabah insanlar onları görürlerdi.” (Buhâri)
Kur’an okumak Cenâb-ı Allah’ın biz insanlara bahşettiği çok büyük bir lütuftur, bunu meleklere bile vermemiş, bu sebebledir ki melekler kelamullahı dinlemeyi çok sever ve Kur’an meclislerine semadan inerler. Kur’an-ı kerim’i tane tane, anlaşılır, usûl ve kâidelerine uyarak sesli bir şekilde okumak gerekir ki “yalnız olmadığımız için” o esnada bizi kimlerin dinlediğini bilemeyiz.
Comments
In Channel