159: Türkiye’de tatil: Antalya, yemekler ve bakımsızlık
Description
Bu bölümde Emin ve Ömer, Türkiye’de tatil yapmanın farklı yönlerini konuşuyor. Konya’dan Kapadokya’ya, Antalya’dan Karadeniz yaylalarına kadar Türkiye’nin turistik noktalarını tartışıyorlar. Deniz ve kış turizminin sunduğu imkânların yanı sıra, bakımsızlık ve yüksek fiyatların yarattığı sorunlara değiniyorlar. Elbette Türk mutfağına da özel bir parantez açılıyor; yöresel lezzetlerin zenginliği keyifli bir sohbetle aktarılıyor. Türkiye’yi gezmek isteyenler hem eleştirel hem de iştah açıcı bu bölümü mutlaka dinlemeli!
Interactive Transcript and Vocab Helper
Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Transcript
Intro
Emin:
[0:13 ] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Ömer'le beraberiz. Nasılsın Ömer?
Ömer:
[0:23 ] Teşekkür ederim Emin. Sen nasılsın?
Emin:
[0:25 ] Ben de iyiyim. Bu beraber kaydettiğimiz ikinci bölüm.
Ömer:
[0:28 ] Evet.
Emin:
[0:29 ] Yavaştan ısınıyoruz. Nasıl hissediyorsun?
Ömer:
[0:31 ] İyi hissediyorum. İlk bölümümüzü de dinledim. Daha yayınlanmadı ama biz dinlemiş olduk önden. Tabii dinleyince daha da bir insanın hoşuna gidiyor. İyi başladığımızı düşünüyorum. İyi de devam edelim inşallah.
Emin:
[0:42 ] Evet, ilk bölüm biraz daha tanışma bölümü gibiydi. Birazcık daha neler yaptık, neler yapıyoruz gibi günlük konulardan konuştuk.
Emin:
[0:50 ] Bugünkü bölümümüzün spesifik bir konusu var. Türkiye'deki turistik noktalar hakkında, Türkiye'de bir turist olma, Türkiye'yi gezme hakkında konuşacağız. Bu konuda sen benden çok daha fazla deneyimlisin bence. Ben o kadar da fazla tecrübe sahibi değilim açıkçası. Daha taze hatta Konya'dan döndün. Bu podcast yayınlandığından bir yaklaşık 15 gün önce falan olmuş olacak açıkçası. Biz Türkiye millî takımı olarak, futbol millî takımı olarak tarihî bir hezimet yaşadık ve Ömer onu en önlerden izledi.
Türkiye'de turist olmak
Ömer:
[1:25 ] Evet abi sıcacık yatağımdan kalktım bir pazar günü. Pazar günü sabahın köründe kalktım. Söğütlüçeşme'den trene bindim. Konya'ya gittim beş saatlik bir hızlı tren yolculuğuyla. Sırf bu tarihî hezimeti kendi gözlerimle görebilmek için.
Emin:
[1:42 ] Hiç gerek yokmuş. Ben televizyondan izlediğim kadarıyla tatmin oldum yani. Bir de oraya gidip o kadar emek sarf edip çaba sarf edip üstüne 6-0 yenilip dönmek...
Ömer:
[1:52 ] Gerçekten, gerçekten şeydi yani... Ya kötü bir deneyimdi diyemeyeceğim. İyi anları da vardı. Ama nasıl diyeyim... Şu an iyi hatırlasam da stresli bir deneyimdi. Stresli bir deneyimdi. Çünkü maç çok daha kötü de olabilirdi. Onun stresini çok yaşadık. Onun stresini gerçekten bütün stat, bütün Konya olarak yaşadık. Ekranları başında sizler, canlı izleyenler olarak bizler. Ama bir yandan şu yönü de var: İspanya millî takımı şu an gerçekten tarihi olarak hani baktığım zaman, iyi bir takım olarak görüyorum İspanya millî takımını. Ona çıplak gözle şahitlik etmek, Lamine Yamalları, Rodrileri çıplak gözle görmek o açıdan güzel bir deneyimdi. Ama tabii 1984'ten sonra mı ne, ilk defa böyle bir saçma sapan bir fark yemişiz. Bir tane istatistik görmüştüm. Ona şahitlik etmek açısından çok kötüydü.
Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership