HIRSLI OLMANIN ZARARLARI-08 KASIM 2025-MEVLANA TAKVİMİ
Description
Hırs, “kalbin dünya malına karşı yönelmesi” şeklinde tanımlanır. Hırs, bütün ruhsal hastalıkların başıdır. Çünkü hırstan dolayı kavgalar ve fitneler ortaya çıkar. Türlü yarış ve piyangoların düzenlenip neticede birçok insanın mağdur olmasının arkasındaki en büyük sebep yine hırstır. Hırs olmasaydı, hiç kimse başkasının malına göz dikmez, haklarını ihlal etmez, hırsızlık yapmaz ve yol kesmezdi. Allâh dostları; kibrin, bütün kötülüklerin başı olduğunu söylerler. Kibir; makam, mevki veya para sevgisinden kaynaklanan bir günâhtır. Hırs ise, kibirden daha genel olup makam, mevki ve para sevgisinde olabileceği gibi diğer şeylerde de olabilir. Bu açıdan bütün kötülüklerin asıl kaynağının hırs olduğu anlaşılmaktadır. Hırstan dolayı çeşitli günâhlar işlenmektedir. Kargaşaların, kavgaların sebebi genelde hırstır. Kişinin mal varlığı ile başkalarına üstünlük kurma arzusu, hırsından doğmaktadır. Hırs ve kibir ilme aykırı olan iki huydur. Bu iki huy herkes için tehlikeli olmakla berâber âlimler için daha da tehlikelidir. Dolayısıyla bunlara karşı âlimlerin daha çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Resûlullâh (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular: “Âdemoğlu için iki vadi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Ademoğlunun karnını ancak toprak doldurur. Allâh tevbe edenleri affeder.” (Buhârî)
Kişi, kalbinde olan hırsa uygun eylemde bulunup nefsinin isteklerini yerine getirerek hırs duygusundan kurtulamaz. Çünkü nefis doymaz ve hep daha fazlasını ister, böylece hırs kat kat artmaya başlar. Yukarıda zikredilen hadisin ifade ettiği üzere kişinin iki vadi dolusu malı olsa bile üçüncü bir vadiye sahip olmanın peşine düşer. Dolayısıyla hırsa uygun eylemde bulunup bundan kurtulma düşüncesi yanlıştır.
(Misvâk Neşriyat, Eşref Ali et-Tehanevî, Tehzibu’l Ahlâk, s.122)





