Plotinos – Metafizik: Bir, Akıl ve Ruh
Description
<figure class="wp-block-embed-spotify wp-block-embed is-type-rich is-provider-spotify wp-embed-aspect-21-9 wp-has-aspect-ratio">
PLOTİNOS FELSEFESİ – ÜÇ HİPOSTAZ
RUH
Ruh Nedir?
- SORU: Hiyerarşiyi en alttan başlayarak konuştuğumuza göre madde ve doğadan sonra sıra Ruh’a geldi gibi görünüyor. Ruh nedir?
- CEVAP: Ruh tinsel bir varlık olduğu için onun doğrudan bir tanımını yapmak zor ama onun ne olduğunu anlamak için niteliklerini veya görevlerini sıralayabilir böylelikle ne olabileceğini bir nebze olsun kavrayabiliriz. Yine de Plotinos Ruh’a birbiriyle çelişkili birçok görev yüklediği için ruh teorisi biraz karmaşıktır.
- Ruh öncelikle tinsel dünyanın son, fiziksel dünyanın de ilk ilkesidir. Bu iki dünya arasında bir aracı rolü görür, onları birbirine bağlar, fiziksel dünya ile tinsel dünya arasındaki sürekliliği sağlar.
Metafizik Dünyanın Gezgini
- Ruh metafizik dünyanın gezginidir. Fiziksel dünyanın en alt kademesinden tinsel dünyanın en üst kademesine, Bir’e, Akıl’ı da aşarak ulaşabilir. Bu “yetenek” Plotinosçu ahlakın en yüksek amacı olan mutluluğu (Bir’le birleşmeden alınan mutluluğu) mümkün kılacaktır.
- SORU: Ama Ruh esas itibariyle tinsel varlık alanına aittir değil mi? Tinsel dünyaya ait bir varlığın fiziksel dünyada olması biraz çelişkili gibi görünüyor. Hem bu nasıl mümkün oluyor hem de Ruh bu durumdan memnun mudur?
- CEVAP: Ruh’un Bir’e ulaşma kabiliyeti ona en yüksek mutluluğu verdiği gibi maddeyle birleşebilmesi onda düşmüşlük olarak yorumlanacaktır. Pythagoras ve Platon’da daha önce gördüğümüz gibi ruhun beden zindanına düşmesi iyi değildir ve ruh bundan memnun değildir. Haliyle fiziksel dünyadaki Ruh kendi doğasına yabancılaşmış bir gariptir, gurbette bir yabancıdır.
- Bir diğer çelişki, Ruh’un Stoacı Logos’a benzer bir görevi de vardır ki o da madde ile birleşerek bu dünyaya bir düzen vermesidir. Dolayısıyla hem doğanın düzenleyicisi hem de kaderin taşıyıcısı olması benzer şekilde çelişkilidir. Benzer kararsızlığı veya çelişkiyi Platon da felsefesinde taşıyordu zaten.
Bir ve Çok Olan Ruh
- Ruh evet akılsal dünyaya aittir ama cisimsel
bölünmeye maruz kalıp bedene bürünmüş ruhlar da fiziksel dünyayı, doğayı
oluşturuyor. - SORU: Ruh’un bölünmesi derken?
- CEVAP: Ruh bölünür ama bu biraz farklı
bir bölünmedir. Bir taşınca Akıl oluşmuştu ve Ruh da Akıl’dan taşmıştı. Ruh’un
madde ile birleşmesiyle de cisimler ve doğa meydana gelmişti. Bunun mümkün
olabilmesi için Ruh bölünerek maddeyle birleşir fakat Ruh’un bölünmesi fiziksel
bir cismi bölerek birbirinden farklı küçük parçalara bölmek gibi değildir. O
bölünmesine rağmen her bir parçası yine Ruh’un kendisine özdeş ve aynı şey
olacak şekilde kalır. Bir ve Akıl’ın ise bölünmesi söz konusu değildir; orada
taşma gerçekleşir sadece.
<figure class="wp-block-pullquote">
</figure>“… O, ayrı parçalardan meydana gelmez. O, kendisini kabul eden şeyin her noktasında bulunmak anlamında bölünebilir ama bu şeyin her parçasında bütünüyle bulunması anlamında da bölünmezdir.”
PLOTİNOS
- Zaten Ruh fiziksel bir varlık da değildir. Onun bu yeteneği de onun tanrısallığını, güzelliğini oluşturur. O hem Bir’dir hem de çoktur, Bir ve Çok’tur. Maddeden aşkın olmasına rağmen bu sayede onlara içkin olabiliyor.
<figure class="wp-block-pullquote">
</figure>“O, … buradadır, ancak aynı zamanda oradadır… böylece hem bölünmüştür hem bölünmemiş.”
PLOTİNOS
- SORU: Geçmiş programlarda gördüğümüz filozofların ruh teorilerini özetleyecek olursak atomcuların ve Stoacıların ruhu maddi, cisimsel bir şey olduğunu, Pythagoras’ın ruhu bedenin bir ahengi olduğunu, Aristoteles’in ruhu insanın entelekhia’sı, bir formu olduğunu ve nihayet Platon’un ruhu tinsel ve ölümsüz bir şey olduğunu söylediği dört ana görüşten bahsedebiliriz. Saydıklarımdan yola çıkarak Plotinos’un da Platon gibi düşündüğünü tahmin etmek zor değil. Bu noktada en azından bir farklılık söz konusu mu diye sorulabilir herhalde.
- CEVAP: Plotinos, Platoncu ruh görüşünü kendi metafizik anlayışıyla geliştirmiştir. Özetle Ruh, tanrısal varlık alanına ait, ezeli-ebedi bir tözdür. Taşmanın üçüncü aşaması olan bir hipostazdır ve bu özellikler tek tek her bireysel ruh için de geçerlidir. İnsan bedeninin hareketini, akılsal yeteneklerini imkânlı kılan şey de yine bu ruhtur. Bu ruh, bizim ruhumuz da bu göksel dünyanın düzenini temaşa eder ve kaynağına, Bir’e dönmek üzere bir çaba içindedir sürekli.
ALEM RUHU (KOSMON PSYKE)
- SORU: Geçtiğimiz programda Alem Ruhu
denen bir olgudan bahsediyordun. Bu Ruh’un en üst kademesi olan ruhtu ve
doğanın meydana gelmesinde birincil rolü üstleniyordu. Biz bir süredir hem
Ruh’tan hem de insan ruhundan bahsediyoruz anladığım kadarıyla. - CEVAP: Platon ve Stoacılarda olduğu gibi
Plotinos da Ruh derken sadece tinsel ruhtan veya sadece ruhundan bahsetmezler.
İnsanın hareketinin kaynağı onun ruhu olduğu gibi evrendeki düzenin ve
hareketin de kaynağı ruhtur ve bu Platon’un Timaios diyaloğunda bahsettiği,
Stoacıların da kabul ettiği Alem Ruhu’dur. Az önce bahsettiğimiz gibi ruh bölünerek
cisimleşir ama bu bölünme onda azaltma ya da tam anlamıyla bölünme meydana
getirmez. Yani her bir ruh aynı Ruh’tur, üç hipostazdan biridir ve aynı
düzeydedir. - SORU: Alem Ruhu ile insanın bireysel ruhu
arasında bir fark yok mu yani? - CEVAP: Bu ruhlar arasındaki fark
işlevlerinden kaynaklanır. Alem Ruhu evrenin düzenini, işlerliğini sağlar ve
bunun için de Akıl’ı temaşa ederken bireysel ruh sadece kendine gözünü diker,
idare ettiği bedenle ilgilenir. Yoksa yapı, özellik ve töz olarak bir ve aynı şeylerdir,
aynı şey olan Ruh’tan gelmişlerdir. - SORU: Peki bu işlev farkının kaynağı
nedir? Neden benim ruhum evreni yönetmiyor da artık o kimse o ruh evreni
yönetiyor?
- CEVAP: Çünkü Alem Ruhu kendisinden yukarıdaki varlıklara (Akıl ve Bir) daha yakındır. Bizim ruhumuz ise maddeyle daha fazla temas halinde olduğu için –hiyerarşide- aşağı çekilmişiz. Ama her şeyin kaynağı tek bir ruhtur o da sürekli bahsettiğimiz Ruh’tur, onun yeri tinsel dünyadır. Farklılaşmış ruhlar, diğerleriyle birlikte Alem Ruhu ise belli sınırlar içinde çoklaşmış olarak ondan çıkarlar; tıpkı bir ışık kaynağından ışığın yayılması gibi. Bütün ışık hüzmeleri bir ve aynı ışıktır ama aynı zamanda farklıdır metaforu ile açıklanır. Dolayısıyla bireysel ruh ile Alem Ruhu potansiyel olarak aynı şeydir ve Ruh’ta birlik oluştururlar. Bu birik de insanlar arasındaki sempatinin ve nesneler arasındaki ilişkinin, etkileşimin açıklamasıdır çünkü her şey tek bir ruh içinde birleşir.
<figure class="wp-block-pullquote">
</figure>“Olaylar dünyasına baktığımızda düşünce, birbirimizle sempati ilişkisinde olduğumuzu, birbirimizin acılarından etkilendiğimizi, birbirimize yakınlık duyduğumuzu göstermektedir. Bütün bunlar ancak aramızda var olan bir birlikten ileri gelebilir. (…) Bu da her şeyin tek bir ruh içinde birleştiğinin işaretidir.”
PLOTİNOS
Ruh ve Beden Arasındaki İlişki
- SORU: Hangi ruhun hangi bedene gireceği nasıl belirleniyor? Bedene giren ruhların iradesi sonucu mu zaman ve beden seçimleri gerçekleşiyor?
- CEVAP: Hayır, burada kontrol Alem Ruhu’ndadır. Bu kozmik süreç Alem Ruhu tarafından ruhu almaya hazır hale getirilmiş bedenlere ruhların kendileri için uygun zamanda inmesi ve birleşmesi ile gerçekleşiyor. Bu süreç bir doğa olayı gibi doğal şekilde, bir doğa kanunu şeklinde gerçekleşir ve herhangi bir irade veya seçim söz konusu değildir Plotinos’a göre.
- SORU: Bedene düşen ruha ne oluyor sonra? Bir’e yükselme dediğimiz süreç mi başlıyor?
- CEVAP: İki senaryo mümkün. İlki, bedene giren ruh duyular dünyasının kanunlarına teslim olur ve sonsuz yeniden doğuşlar çarkına girer, bedenden bedene gezerek sonsuz kadar bu dünyada kalmasıdır. Diğeri de ruhun kendi özünü koruması, önce Ruh’a, sonra Akıl’a ve nihayetinde Bir’e ulaşarak kurtuluşa ermesidir. Plotinos’un ikinci senaryodaki deneyimi yaşadığını daha önce söyledik. Kendisi de olayı şöyle betimler:
<figure class="wp-block-pullquote">
</figure>“Sık sık bedenimden kurtulup, diğer şeylerden uzaklaşıp kendime döndüğümde, kendimi seyrettiğimde olağanüstü bir güzellikle karşılaşırım ve sahip olduğum şeylerin çoğu bakımından daha iyi bir dünyaya ait olduğum, en iyi bir hayata sahip olduğum ve tanrısal varlıkla özdeş olduğumun bilincine varırım.”
PLOTİNOS
- SORU: Hangi ruhl




