🟡 schweigen

🇹🇷 Türkisch
schweigen: Sessiz kalmak, hiç konuşmamak.
Bir durumun tamamen sessiz olduğunu anlatmak için de kullanılır.
Fiil: Ich schweige. (Sessiz kalıyorum)

🇬🇧 English
schweigen: to remain silent, not to speak.
Can also describe a silent atmosphere.
Verb: Ich schweige. = I am silent.

🇹🇷 Türkisch
nachdenken: Derin düşünmek, bir şeyi kafada tartmak.
Genelde über + Akkusativ ile kullanılır.
Örnek: Ich denke über mein Leben nach.

🇬🇧 English
nachdenken: to think deeply, to reflect on something.
Often used with über + accusative.
Example: I think about my life.

🇹🇷 Türkisch
tagsüber: Gün boyunca, gündüz vakti.
Zaman zarfıdır.
Örnek: Tagsüber arbeite ich.

🇬🇧 English
tagsüber: during the day, in daytime.
It is an adverb of time.
Example: I work during the day.

🇹🇷 Türkisch
treu: Sadık, güvenilir, bağlı.
Sıfat → ein treuer Freund (sadık bir dost)

🇬🇧 English
treu: loyal, faithful.
Adjective → a loyal friend

🇹🇷 Türkisch
gehören: Ait olmak.
Daima Dativ ile kullanılır.
Örnek: Das gehört mir. (Bu bana ait.)

🇬🇧 English
gehören: to belong to.
Always used with the dative case.
Example: That belongs to me.