DiscoverFluent Fiction - TurkishFinding Peace in the Aroma of Roasting Coffee
Finding Peace in the Aroma of Roasting Coffee

Finding Peace in the Aroma of Roasting Coffee

Update: 2025-12-11
Share

Description

Fluent Fiction - Turkish: Finding Peace in the Aroma of Roasting Coffee
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-11-08-38-20-tr

Story Transcript:

Tr: İstanbul'un kalbinde, kışın soğuk havasına inat sımsıcak bir kahve kavurma dükkanı vardı.
En: In the heart of İstanbul, despite the cold winter air, there was a warm coffee roasting shop.

Tr: İçeri girince, kavrulan kahve çekirdeklerinin mis kokusu etrafa yayılırdı.
En: Upon entering, the delightful aroma of roasting coffee beans filled the air.

Tr: Emre, kapıdan içeri adım attı.
En: Emre stepped inside.

Tr: Hava buz gibiydi ama burada, kavurmanın yanı başında kendini biraz da olsa huzurlu hissediyordu.
En: The air was freezing, but here, next to the roasting, he felt a sense of peace, even if just a little.

Tr: Emre'nin içi karmaşıktı.
En: Emre's mind was a mess.

Tr: Birkaç gün önce yaptırdığı sağlık testlerini bekliyordu.
En: He was waiting for some health test results he had done a few days ago.

Tr: Bu test sonuçları hayatını değiştirebilirdi.
En: These test results could change his life.

Tr: Gözlerini etrafta dolaştırdı.
En: He glanced around.

Tr: Selin, her zamanki gibi baristalık yapıyordu.
En: Selin was, as always, working as a barista.

Tr: Güler yüzüyle müşterilere kahvelerini veriyordu.
En: She was serving coffee to the customers with a smile.

Tr: Yan masada ise Aylin oturuyordu.
En: At a nearby table, Aylin was sitting.

Tr: O da kitap okuyor, arada bir sayfaları çeviriyordu.
En: She was reading a book, occasionally turning the pages.

Tr: Emre, onları izlerken biraz sakinleşti.
En: Watching them, Emre calmed down a bit.

Tr: Ama içindeki sakinlik kısa sürdü.
En: But the calm inside him was short-lived.

Tr: Her kahve öğütüş sesi, her kasanın açılıp kapanışı Emre'nin kalp atışlarını hızlandırıyordu.
En: Every grind of the coffee, every opening and closing of the cash register quickened Emre's heartbeat.

Tr: Beklemek zordu.
En: Waiting was difficult.

Tr: Emre, kendisini toparlamanın bir yolunu bulmaya karar verdi.
En: Emre decided to find a way to pull himself together.

Tr: Çantasından bir defter çıkardı ve kalemini aldı.
En: He took out a notebook from his bag and grabbed his pen.

Tr: Gelecekteki kendisine bir mektup yazmaya başladı.
En: He started writing a letter to his future self.

Tr: "Daha güzel bir gün olur mu?
En: "Could there be a better day?"

Tr: " diye yazdı.
En: he wrote.

Tr: Sahip olduğu güzellikleri düşündü.
En: He thought about the beauties he had.

Tr: Selin'in sıcak gülüşü, Aylin'in küçük dostluğu, kahvenin cezbedici kokusu.
En: Selin's warm smile, Aylin's small friendship, the enticing aroma of coffee...

Tr: Hayatında minnettar olduğu şeyleri not etti.
En: He noted down the things he was grateful for in his life.

Tr: Bu küçük egzersiz içini biraz rahatlattı.
En: This small exercise soothed him a little.

Tr: Tam o sırada telefon çaldı.
En: Just at that moment, the phone rang.

Tr: Parmakları titreyerek telefona uzandı.
En: His fingers trembling, he reached for the phone.

Tr: Kalbi hızla çarpmaya başladı.
En: His heart started pounding.

Tr: Telefonda doktoru vardı.
En: It was his doctor on the phone.

Tr: Emre derin bir nefes aldı.
En: Emre took a deep breath.

Tr: "Sonuçlar iyi," dedi doktor.
En: "The results are good," said the doctor.

Tr: "Endişelenmenize gerek yok.
En: "No need to worry."

Tr: "Emre'nin yüzünde büyük bir gülümseme belirdi.
En: A big smile appeared on Emre's face.

Tr: İçi rahatladı, bir kuş gibi hafiflemiş hissetti.
En: He felt relieved and as light as a bird.

Tr: Yan masaya baktığında Aylin'in ona meraklı gözlerle baktığını gördü.
En: When he looked at the table next to him, he noticed that Aylin was looking at him with curious eyes.

Tr: Emre başıyla onayladı.
En: Emre nodded.

Tr: Her şey yolundaydı.
En: Everything was alright.

Tr: İçindeki huzurun tekrar yerine geldiğini hissetti.
En: He felt the peace inside him returning.

Tr: Böylece Emre, kahve dükkanından çıkarken hayata olan bakışını değiştirdiğini fark etti.
En: Thus, as Emre left the coffee shop, he realized that his outlook on life had changed.

Tr: Beklemek zordu ama insanların ve anların kıymetini bilmek daha da önemliydi.
En: Waiting was hard, but it was even more important to appreciate people and moments.

Tr: Şimdi kışın soğuk havası bile ona sıcak ve umut verici geliyordu.
En: Now even the cold winter air felt warm and hopeful to him.

Tr: Önemli olan her anı dolu dolu yaşamak ve bunu sevgiyle yapmak gerektiğini anlamıştı.
En: He had understood that it was important to live every moment to the fullest and to do it with love.


Vocabulary Words:
  • despite: inat
  • aroma: koku
  • freezing: buz gibi
  • barista: barista
  • delightful: mis
  • trembling: titreyerek
  • chaos: karmaşık
  • outlook: bakış
  • occasionally: arada bir
  • cash register: kasa
  • exercise: egzersiz
  • relieved: rahatladı
  • awaiting: beklemek
  • curious: meraklı
  • pounding: çarpma
  • enticing: cezbedici
  • together: toparlamak
  • appreciate: kıymetini bilmek
  • grateful: minnettar
  • brazen: kısa süreli
  • glanced: dolaştırdı
  • sense: hissetmek
  • noted: not etti
  • soothed: rahatlatmak
  • heartfelt: huzurlu
  • hardship: zor
  • urgent: acil
  • aware: fark etmek
  • fulfilling: dolu dolu
  • embrace: sarmak
Comments 
loading
00:00
00:00
1.0x

0.5x

0.8x

1.0x

1.25x

1.5x

2.0x

3.0x

Sleep Timer

Off

End of Episode

5 Minutes

10 Minutes

15 Minutes

30 Minutes

45 Minutes

60 Minutes

120 Minutes

Finding Peace in the Aroma of Roasting Coffee

Finding Peace in the Aroma of Roasting Coffee

FluentFiction.org